Translation of "Teklifini" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Teklifini" in a sentence and their japanese translations:

Onun teklifini gerçekleştirmelisin.

君は最初の計画を実行すべきだ。

Onun teklifini reddetti.

彼女は彼の申し出を拒否した。

Teklifini kabul edeceğim.

あなたの申し出を承知しました。

Teklifini reddetmesine şaşmamalı.

彼が君の申し出を断ったのは当然だ。

- Onun teklifini reddetti.
- O, evlenme teklifini geri çevirdi.

- 彼女は彼の求婚を断った。
- 彼女はプロポーズを断った。

- O, onun teklifini kabul etti.
- Onun teklifini kabul etti.

彼女は彼の申し出を受け入れた。

Teklifini kabul etmen aptalcaydı.

君が彼の申し出を受けるとは軽はずみだったね。

Onun teklifini kabul ettim.

彼の申し出に応じた。

Onun teklifini reddetmesi aptallıktı.

彼女の申し出を断るとは、彼は愚かであった。

Jim teklifini kabul edecektir.

ジムは君の申し出を受け入れるでしょう。

Onlar teklifini niçin geri çevirdiler?

どうして彼らは君の提案をはねつけたんだい。

O onun teklifini kabul etti.

- 彼女は彼の申し出を取り上げた。
- 彼女は彼の申し出に応じました。
- 彼女ね、彼の申し出を受け入れたのよ。

Onun teklifini geri çevirmesi aptallıktı.

彼女の申し出を断るとは、彼は愚かであった。

O, onun teklifini dikkatlice düşündü.

彼女は彼の申し出をよく考えた。

Onun teklifini reddetmek onun aptallığıydı.

彼女の申し出を断るとは、彼は愚かであった。

Onun evlenme teklifini kabul etti.

彼女は彼の求婚に応じた。

Evlilik teklifini memnuniyetle kabul etti.

彼女は喜んで彼のプロポーズを受け入れた。

Onun yardım teklifini açıkça reddetti.

彼は彼女の頼みをけんもほろろに断った。

Ben teklifini kabul etmeye hazırım.

あなたの申し入れを受け入れてもよい。

Onun teklifini geri çevirdiklerine şaşmamalı.

道理で彼らが彼女の申し出を断ったわけだ。

Yerinde olsam, onun teklifini kabul ederim.

もし私があなたなら、彼の申し出を受けるでしょうに。

İş teklifini çok kibar şekilde reddetti.

彼は就職を丁重に断った。

Onun teklifini geri çevirmek zorunda kaldım.

私は彼の申し込みを断らざるを得なかった。

O, onun yardım teklifini geri çevirdi.

彼女は彼の援助の申し出を拒絶した。

- Onun teklifini reddetti.
- Onun önerisini reddetti.

- 彼女は彼の結婚の申し込みを断った。
- 彼女は彼のプロポーズを断った。

Onların teklifini neden reddettiğini açıklayabilir misin?

なんで彼らの申し出を断ったか説明してくれる?

Tabii ki onun destek teklifini kabul ettim.

もちろん彼の援助の申し出を受けたよ。

O onun evlenme teklifini henüz kabul etmedi.

彼女はまだ彼の結婚の申し込みを受け入れていない。

- Onun teklifini kabul etmemem niçin hiçbir neden görmüyorum.
- Onun teklifini kabul etmememi gerektiren hiçbir neden olmadığını görüyorum.

彼女の申し出を受けていけない理由はない。

Onun teklifini reddetmekten başka elimden bir şey gelmedi.

- 私は彼の申し込みを断らざるを得なかった。
- 私は彼の要求を断った。

En kısa sürede fiyat teklifini almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

できるだけ早くお見積書をいただけますようにお願いします。

Von Braun, Houbolt'un teklifini onayladı, ancak plan yüksek riskliydi.

フォンブラウンはフーボルトの提案を支持したが、その計画はリスクが高かった。

Olgun yansımadan sonra, onların teklifini kabul etmeye karar verdim.

よく考えた後で彼らの申し出に応じることにした。

- Anne Henry'nin önerisini kabul etti.
- Anne Henry'nin teklifini kabul etti.

アンはヘンリーの求婚を受け入れた。

O, onun kendisiyle evlenmesini istedi ve o onun teklifini kabul etti.

彼は彼女に結婚してくれと言い、彼女はその申し込みを承諾した。