Translation of "Mutlaka" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Mutlaka" in a sentence and their japanese translations:

Mutlaka gelmelisin.

必ず来なければいけません。

- Kesinlikle!
- Mutlaka!

絶対!

Mutlaka görürsün.

- 見逃すことはありませんよ。
- すぐわかりますよ。
- すぐに分かりますよ。
- きっと見つかりますよ。

Onu mutlaka dene.

ぜひそれをやってみなさい。

Yarın mutlaka geleceğim.

明日きっと伺います。

Makbuzu mutlaka saklayın.

領収書は必ず保管してください。

Onu mutlaka görürsün.

見逃すことはありませんよ。

Seni mutlaka arayacağım.

私は必ず君に電話するよ。

İnsan mutlaka ölecektir.

人間は必ず死ぬ。

- Çabanız mutlaka sonuç verecek.
- Çabanız mutlaka meyvesini verecek.

努力は必ず実を結ぶでしょう。

- Savaş mutlaka mutsuzluğa neden olur.
- Savaş mutlaka mutsuzluğa sebep olur.
- Savaş mutlaka mutsuzluğa sebebiyet verir.

戦争は必ず不幸を招く。

Bu kitabı mutlaka okumalısın.

君は、是非ともその本を読むべきだ。

Çatı mutlaka tamir edilmeli.

屋根をぜひ修理する必要がある。

Gece beni mutlaka ara.

忘れずに夜お電話ください。

Bu mektubu mutlaka postala.

必ずこの手紙を渡して下さい。

O, oyunu mutlaka kazanacak.

彼が試合で勝つのは確かである。

Yarın beni mutlaka ara.

明日必ず電話してね。

Mutlaka gitmek zorunda değilsin.

君が必ずしも行く必要はない。

Yarın sabah mutlaka geleceğim.

- 明朝必ず参ります。
- 明日の朝、絶対来るからね。

Saat üçte mutlaka gel.

きっと3時にきてください。

Dağlar mutlaka yeşil değildir.

山は必ずしも緑ではない。

Seni yarın mutlaka ziyaret edeceğim.

明日、きっと君を訪ねます。

Saat ikide mutlaka orada olacağım.

必ず2時にそこへ行きます。

Yarın sabah mutlaka ofise gel.

明日の朝、必ず事務所にきなさい。

Postane sokağın aşağısında. Mutlaka görürsün.

郵便局は通り沿いにあります。すぐわかりますよ。

Bu cevap mutlaka yanlış olmayabilir.

この答えが必ずしも間違いとは限らないだろう。

Yarın sabah beni mutlaka ara.

必ず明朝お電話ください。

Güzel çiçekler mutlaka güzel kokmaz.

美しい花が必ず良い香りがするとは限らない。

Oraya mutlaka kendin gitmek zorunda değilsin.

君が必ずしも行く必要はない。

Saat beşe kadar mutlaka burada olun.

5時までには必ずここに来るように。

Gelecek Pazartesi onu mutlaka geri vereceğim.

来週の月曜日に必ずお返しします。

Hava durumu tahmini mutlaka güvenilir değildir.

天気予報は必ずしも当てになるとは限らない。

Ev kilisenin karşısında yer almaktadır. Mutlaka görürsün.

その家は教会の向かいだから見落とすはずはない。

Büyük evler yaşamak için mutlaka rahat değildir.

大きな家が全て住み心地がよいとは限らない。

Bence, alkol sağlığınız için mutlaka kötü değildir.

私の意見では、アルコールは必ずしも健康に悪いわけではない。

Pahalı saat mutlaka iyi bir saat değildir.

高価な時計が必ずしもよい時計であるとはかぎらない。

Şimdi İtalya'da olduğuna göre mutlaka Napoli'yi görmelisin.

イタリアにいるのだから、ぜひナポリをみなさい。

Ev ödevini Perşembeye kadar mutlaka teslim etmelisin.

- 木曜日までには必ず宿題を提出しなければなりませんよ。
- あなたは木曜日までに必ず宿題を提出しなければなりません。

Büyük bir âlim mutlaka iyi bir öğretmen değildir.

偉大な学者が必ずしも良い先生であるとは限らない。

Doğru devam edin ve onu bulacaksınız. Mutlaka görürsün.

まっすぐ行けばわかります。見逃すことはありませんよ。

- Bu mutlaka öyle değil.
- Öyle olması şart değil.

それは必ずしもそうとは限らない。

Bir düşmanın bir düşmanı mutlaka bir müttefik değildir.

敵の敵が必ずしも味方とは限らない。

Her yıl mutlaka Japonya'ya bir sürü yabancı gelir.

毎年決まって大勢の外国人が日本にやって来る。

Günümüzde evlilik, kadınlar için mutlaka bir zorunluluk değil.

結婚は女性にとって必ずしも当たり前のものではなくなってきている。

Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez.

国が偉大であるには必ずしも大国である必要はない。

İyi bir cümle mutlaka iyi bir örnek cümle değildir.

良い文が必ずしも良い例文になるとは限りません。

Büyük bir unvan mutlaka yüksek bir görev anlamına gelmez.

肩書きが偉くても地位が高いとは限らない。

Bir sınavı ilk bitiren öğrenci mutlaka en iyi notu almaz.

試験を最初にやり終える学生が必ずしも一番いい成績を取るわけではない。

- İsteğin olduğu yerde, bir yol vardır.
- İstenirse her şey mümkündür.
- İstenirse mutlaka bir yol bulunur.

- 意志あるところには道がある。
- 成せば成る。
- 意志のあるところに道あり。
- 意志のあるところには道がある。
- 意志があるところに道は開ける。
- 意志ある所に道あり。
- やる気があれば方法は見つかるもの。
- 為せば成る、為さねば成らぬ何事も。