Translation of "Miktarda" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Miktarda" in a sentence and their japanese translations:

Onlar buna miktarda sahipler.

太陽光はふんだんにあります

Bol miktarda suyumuz var.

我々は、水をたくさん持っている。

Makul miktarda kahve içer.

彼は適度な量のコーヒーを飲む。

Bol miktarda yiyeceğimiz var.

私たちは食糧をたっぷり持っている。

Bol miktarda su var.

水は多くがあります。

Büyük miktarda para bağışladı.

彼は大金を寄付した。

Hangi miktarda kağıda ihtiyacın var?

どれくらいの紙が必要なのですか。

Plan çok miktarda para gerektiriyor.

その計画にはたくさんのお金が必要だ。

Askerlerin bol miktarda silahları vardı.

その軍隊は十分な武器を持っていた。

Onun çok miktarda kitabı var.

本をしこたま持っている。

Benden aşırı miktarda para istedi.

彼女は私に途方もない金額を要求してきた。

Çok büyük miktarda likör tüketir.

彼は大量の酒を消費する。

Avustralya'da mineraller bol miktarda bulunur.

オーストラリアは鉱物が豊富だ。

Büyük miktarda gıda ithalatı yaparız.

私たちは大量の食糧を輸入している。

Tarım büyük miktarda su tüketir.

農業は多量の水を消費する。

Enstitüye büyük miktarda para bağışladı.

彼は多額のお金を研究所に寄付した。

O, çok miktarda para bağışladı.

彼は大金を寄付した。

Filler burada bol miktarda bulunur.

ここには象が多い。

- Böylesine büyük miktarda parayı nasıl edindin?
- Böylesine büyük miktarda parayı nasıl kazandın?

- どうやってそんな大金を手に入れたのですか。
- あなたはそんな大金をどうやって手に入れたのですか。

Masada bol miktarda taze yumurta var.

新しい卵がテーブルの上にたくさんある。

Sahip olduğum az miktarda parayı aldı.

なけなしの金を取っていった。

Çok miktarda yemek artığı içeride kaldı.

たくさんの残飯が残っていた。

Ağaç üzerinde bol miktarda portakal vardır.

その木にはたくさんのオレンジがなっている。

Beş bin dolar büyük miktarda paradır.

5千ドルというのは、多額なお金だ。

O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.

彼はその大学に多額のきふをした。

Büyük miktarda parası var gibi görünüyor.

彼はかつては大金持ちであったようだ。

Herhangi bir miktarda para ortaya sürebilir.

彼はいくらでもお金を出せる。

Japonya büyük miktarda ipek ticareti yapardı.

日本は大量の絹を取引していたものだ。

Büyük şehirlerde çok miktarda suç var.

大都会には罪悪がはびこっている。

Yeni köprüye büyük miktarda para harcandı.

多額のお金が新しい橋に使われた。

O, çok miktarda para katkısında bulundu.

彼は大金を寄付した。

O, bankaya çok miktarda para yatırdı.

彼は多額のお金を銀行に預けた。

Portakallar bol miktarda C vitminine sahiptir.

オレンジはビタミンCが豊富だ。

Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.

泡立てたクリームに少量のブランデーを加えます。

O, ona önemli miktarda para verdi.

彼は彼女にかなりの金額を与えた。

Japonya büyük miktarda petrol ithal eder.

日本は多量の石油を輸入している。

Senin planın çok miktarda para gerektirir.

あなたの計画は多額の金を必要とします。

Develer hörgüçlerinde çok miktarda yağ depolayabilir.

ラクダは背中のこぶに大量の脂肪をためることができる。

Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.

オーストラリアは多くの羊毛を輸出している。

Onun az miktarda kazanma şansı vardır.

彼が勝つ見込みはほとんどない。

Havuç çok miktarda A vitamini içerir.

人参はビタミンAをたくさん含んでいる。

Portakallar bol miktarda C vitamini içerir.

オレンジはたくさんのビタミンCを含んでいる。

Bir insan vücudu sayısız miktarda hücreden oluşur.

人体は無数の細胞からなっている。

Sahip olduğum az miktarda parayı ona verdim.

- 持っていたお金は少ないが全部彼にあげた。
- 私は彼になけなしの金をやった。
- 私は、なけなしの金を彼にあげた。
- 僅かながらの私の持っていたお金を全部彼に与えた。
- なけなしの金を彼にあげた。

Kurbanın yanlışlıkla büyük miktarda zehir aldığı düşünülüyor.

その犠牲者はまちがって大量の毒を飲んだと考えられる。

Avukatlar davaları kazandıklarında çok miktarda dolar kazanırlar.

弁護士は裁判で勝つと巨額の報酬をもらえる。

Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.

彼は旅行するためのたくさんのお金を持っていた。

Ondan büyük bir miktarda para gasp ettiler.

彼は彼女から多額の金をゆすり取った。

O, benden büyük miktarda para talep etti.

彼は私に多額のお金を要求した。

Polis okulda büyük miktarda uyuşturucu ele geçirdi.

警察は学校で大量の薬物を押収した。

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.

- 電車に間に合うには十分時間がありますよ。
- 電車の時間までにはまだ余裕があるよ。

Fiber-optik kablolar büyük miktarda bilgi taşıyabilirler.

光ファイバーケーブルは膨大な量の情報を搬送できる。

O ekili alanın satışını büyük miktarda gerçekleştirdi.

彼は農園を売って大金をにぎった。

Önemli miktarda zaman ve emek harcanmış durumda.

すでにかなりの時間と努力が費やされた。

Böylesine büyük bir miktarda parayı nasıl harcayacaksın?

こんな多額のお金を何に使うつもりなのですか。

O miktarda yiyecek onlara bir hafta yeter.

あれだけの食料があれば、彼らは1週間持つだろう。

O bankaya büyük miktarda bir para yatırdı.

彼女は大金を銀行に預けた。

Yaşlı adam yoksullara çok miktarda para katkısında bulundu.

その老人は貧民救済に多額の金を寄付した。

Gangsterler büyük miktarda parayı zengin adamdan gasp ettiler.

暴力団はその金持ちから莫大な金をゆすり取った。

O, çok miktarda un ve yağ satın aldı.

彼はたくさんの小麦粉と油を買い込んだ。

Japonya yabancı ülkelere büyük miktarda araba ihraç eder.

日本は多くの自動車を外国へ輸出している。

Önemli miktarda para ulusal savunma için tahsis edilmiştir.

国防のため大きな額が計上された。

Sahip olduğum az miktarda parayı ona ödünç verdim.

私はわずかな持ち金をすべて彼に貸してやった。

Bu proje için büyük miktarda paraya ihtiyacımız var.

この事業には多額の資金が要る。

Bu ayı, bol miktarda fıstık ve meyve tüketiyor olmalı

クマはたくさん食べる 果物もね

Böyle bir altınfıçı kaktüsünde bol miktarda iyi sıvı bulunur.

タマサボテンからたくさんの 水分がとれる

Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al.

風邪を引かないようにビタミンCをたっぷりとりなさい。

Geri almak için çok miktarda para ödemek zorunda kaldım.

私はそれを取り戻す為に多額の金を払った。

O, kızılhaç'a isimsiz olarak büyük bir miktarda para bağışladı.

彼は匿名で赤十字に多額のお金を寄付した。

Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.

2、3年前、私たちの部屋には家具はほとんどなかった。

O, fakir olmasına rağmen, sahip olduğu az miktarda parayı ona verdi.

- 彼女は貧しかったけれども、なけなしの金を全部彼に与えた。
- 彼女は貧しかったけれど、持っていたわずかな金をありったけ彼に与えた。

Bu iki ya da üç yıl içinde, büyük miktarda servet sahibi oldu.

彼はこの2、3年でばく大な財産を手に入れた。

Ama kayda değer bir enerji almak için bundan çok fazla miktarda yemem lazım.

でもエネルギーを得るには かなりの量を食べないとね

- Böylesine büyük miktarda parayı nasıl aldın?
- Böyle büyük meblağda bir parayı nasıl aldın?

- あなたはそんな大金をどうやって手に入れたのですか。
- そんな大金、どうしたの?

Ben siyah çayı kahveye tercih ederdim ama son zamanlarda ikisinden de çok miktarda içiyorum.

以前はコーヒーより紅茶の方が好きだったんですけど、最近はコーヒーもよく飲みます。