Translation of "Konusu" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Konusu" in a sentence and their japanese translations:

Öğrenci, konusu üzerine yoğunlaştı.

その学生は自分の課題に専念した。

Söz konusu olmadığını söyledi.

彼は全く不可能だと言った。

O söz konusu değil.

それは問題外で不可能だ。

Onun önerisi, söz konusu değil.

- 彼の提案は問題にならない。
- 彼の提案は問題外だ。
- 彼の意見は問題外だ。
- 君の提案は問題外だ。

Onun önerisi söz konusu değildi.

彼の提案は全く問題にならなかった。

Onların önerisi söz konusu değil.

彼らの提案は問題外です。

Hint parsı söz konusu olduğunda yaralanırsınız.

インドヒョウの例では 負傷者が出ます

Yurt dışında seyahat söz konusu değil.

海外旅行なんて無理よ。

Bunu yaparsan kendini alay konusu edersin.

そんなことをすれば笑いものの種なるよ。

Onun önerisi bütünüyle söz konusu olamaz.

- 彼の提案などまるで問題にならない。
- 彼の提案は全く論外だ。

Onun kitabı eleştiri konusu haline geldi.

彼の著作は非難の対象となった。

Asahi Shimbun'un bugünkü konusu bu mu?

これは今日発行の朝日新聞ですか。

Rapor konusu uygun zamanda ilan edilecek.

レポート課題は適切な時期に告知します。

Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.

アメリカへの旅行はとても無理だ。

Bu sadece ilericiler için söz konusu değil,

進歩主義者に限ったことじゃなく

Tartışma söz konusu olduğunda o hepsinden iyidir.

- 彼は討論となると誰にも劣らない。
- 議論をすることとなると、彼は誰にも負けない。
- ディベートにかけては彼は誰にもひけをとらない。

Bu yağmurda dışarı çıkmak söz konusu değil.

- この雨の中を外出などできるものじゃない。
- この雨の中を外出することはとてもできないことです。

Yönetim, ücret artışının söz konusu olmadığını söyledi.

経営者側は賃金を増やすことは不可能だと言った。

Bu yaz bir tatil söz konusu olamaz.

この夏は休暇なんて不可能だ。

Söz konusu sorular ekonominin çok ötesine geçiyor.

かかわってくる問題は経済学の領域をはるかに越えている。

Ve bu başlı başına ayrı bir konuşma konusu.

それは 全く別の問題となるのです

Böylesine pahalı bir araba almak söz konusu değil.

そんな高い車を買うのは、とても無理な話だ。

İşi bir günde bitirmem sadece söz konusu değildir.

- 僕がこの仕事を1日でやることはとてもできない。
- この仕事を1日でやることは僕にはとてもできない。

Bu yaz Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.

アメリカへの旅行は今年の夏はとても無理だ。

En azından iş dışında olan şeyler söz konusu olduğunda.

少なくとも 仕事の外の領域で 起こることについてはそうです

Bir pasaport olmadan, bir ülkeyi terk etmek söz konusu değildir.

パスポートがなければ、出国など論外だ。

Eğer biri bu kitabın konusu ne diye sorarsa, gerçekten bilmiyorum.

もし誰かにこの話の要点は何かって尋ねられても、私はさっぱりわからないわ。

İyi kaliteli şarap söz konusu olduğunda hiçbir ülke Fransa'ya rakip olamaz.

- 良質のぶどう酒ではフランスに太刀打ちできる国はない。
- 良質なワインでフランスに匹敵するところはない。

Dans etmek söz konusu olduğunda hiç kimse Michael Jackson gibi hareket edemez.

いざ踊るとなるとマイケルジャクソンの右にでるものはいない。

İlerleme insanların sosyal hayatı söz konusu olduğunda bugüne kadar olduğu gibi, gerçekten çok yavaş olmuştur.

その国民の社会生活に関するかぎりでは、進歩は実に遅々たるものである。