Translation of "Duruyor" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Duruyor" in a sentence and their japanese translations:

Tarantula dümdüz duruyor.

タランチュラだ

Bugün evimde duruyor

この楽器は今 私の家にありますが

Elim yerinde duruyor.

私の手はこの通り

Orada kim duruyor.

そこに立っているのは誰ですか。

Halen ayakta duruyor.

彼はまだ立っている。

O sahnede duruyor.

彼は舞台の上にたっている。

Birisi kapıda duruyor.

誰かが門のところに立っている。

O nerede duruyor?

彼はどこに立っていますか?

O, tepede duruyor.

彼は丘の上に立っている。

Gerçeği öğrenmiş gibi duruyor.

彼は真実を知っていたらしい。

Sır hâlâ çözülmeden duruyor.

そのなぞなぞは今も未解決である。

Uçurum deniz üzerinde duruyor.

そのがけは海に突き出ている。

Biri odasının önünde duruyor.

誰かが彼の部屋の前にたっている。

Birisi duvarın arkasında duruyor.

誰かが塀の後ろに立っている。

O içkiden uzak duruyor.

彼女は酒を慎んでいる。

O, kafasının üstünde duruyor.

彼は逆立ちしている。

İş teklifi hâlâ duruyor.

あの仕事の口はまだあるよ。

Çoğu, yapılaşmış alanlardan uzak duruyor.

‎大抵は民家を避けて通る

Birkaç kız kapının yanında duruyor.

数人の少女が門のそばに立っている。

Sorun hâlâ çözülmemiş olarak duruyor.

その問題はまだ未解決のままだ。

Olay belleğimde hâlâ canlı duruyor.

その出来事は今でも私の記憶に生々しく残っている。

Gerçek öğrenilmek için hâlâ duruyor.

その事実はまだ知られていない。

Eski kale tepe üzerinde duruyor.

その古城は丘の上に建っている。

Otel bir tepe üzerinde duruyor.

そのホテルは丘の上にある。

İki ev yan yana duruyor.

2軒の家が並んでたっている。

Onun evi yoldan içeride duruyor.

彼女の家は本通りから引っ込んだ所にある。

Orada yüksek bir bina duruyor.

高い建物がそこに立っている。

Beladan uzak duruyor gibi görünemiyorsun.

トムはどうやら厄介なことから遠ざかることはできないようだ。

Tom Mary'nin hemen yanında duruyor.

トムはメアリーのすぐそばに立っている。

Sıranın üzerinde bir kitap duruyor.

机の上に本が置いてある。

Tom ve Mary birlikte duruyor.

トムとメアリーは一緒に立っている。

Ev ödevim yapılmak için duruyor.

私の宿題はまだ終わっていない。

Evin önünde bir çam duruyor.

彼の家の前には松の木が立っている。

O üzerinde çok iyi duruyor.

あなたにとてもよく合います。

Bebek arabası dükkanın önünde duruyor.

ベビーカーが店の前に置かれている。

Bankadaki bakiye 2 milyon yende duruyor.

銀行に二百万円残っている。

Tepenin üstünde güzel bir kilise duruyor.

丘の上に美しい教会がある。

Okul yaklaşık bir mil uzakta duruyor.

学校はおよそ1マイルほど離れたところに立っている。

Büyük zorluklar onun başarı yolunda duruyor.

その完成には大きな困難がある。

O her zaman kitlelerden uzak duruyor.

彼は凡俗にかかわらない。

Uzun boylu bir çocuk kapıda duruyor.

背の高い少年が門の所に立っている。

Tom hâlâ dışarıda soğukta mı duruyor?

トムは今も無視されてるの?

Hokkaido kısmı hâlâ doğal durumunda duruyor.

北海道の一部分はまだ自然のままの状態で残っている。

Kayalıkların üstünde eski bir kale duruyor.

- 断崖のてっぺんに古い城が立っている。
- 古いお城が高い崖の上にある。

Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor.

大学構内の中央に、創立者の像が立っている。

Nehrin yakınında eski bir kale duruyor.

古いお城が川のほとりに立っている。

Radyoaktif atık sorunu çözülmemiş olarak duruyor.

放射性廃棄物の問題は未解決のままである。

Lütfen sandalyeyi oradan çekin. Yolda duruyor.

- いすをどかして下さい。じゃまなのです。
- イスを移動させてください。通るのに邪魔なんです。

Yeni elbisesinin içinde ne kadar hoş duruyor.

新しい服を着ると彼女は何てきれいに見えるのでしょう。

Bale müzik şefi olarak yalnız başına duruyor.

バレエ音楽の指揮者として彼にかなうものはいない。

Muhalefet partisi hâlâ ısrarla skandal üzerinde duruyor.

野党は相変わらず例のスキャンダルを繰り返し非難しています。

Tüm bahçenin etrafında yüksek bir duvar duruyor.

庭園の周りに、ぐるりと高いへいが立っている。

Tom tam benim arkamda duruyor, değil mi?

トムは私のすぐ後ろに立ってるよね。

Bakın, önümüzde uzun otlardan oluşan bir duvar duruyor.

見ろ かべみたいだ ヒトモトススキだ

Uzun adımlarla yürüyüp gidiyor. İki ayak üstünde duruyor.

‎大股で堂々と歩き回る ‎二足歩行だ

Sadık köpek Hachiko'nun heykeli Şibuya İstasyonu önünde duruyor.

忠犬ハチ公の像は渋谷駅前に立っている。

Eski bir madenci merdivenine benziyor, duvarın bu tarafında duruyor.

古いハシゴが 壁にかかってる

Gece daha da soğudukça... ...vücut işlevlerinin çoğu yavaşlayarak duruyor.

‎気温が下がるにつれ ‎身体機能の大部分が停止する

Günaydın Haruki! Saçların daha yeni yataktan kalkmışsın gibi duruyor.

おはよう。春樹兄さん。寝癖ついてるよ。

Bu asansör ne birinci ne de ikinci katta duruyor.

このエレベーターは2階・3階には停止いたしません。

John çok uzun boylu. O, yaklaşık yedi fit duruyor.

ジョンはとても背が高く、7フィートもある。

- Kilise bir tepenin üzerinde duruyor.
- Kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.

その教会は丘の上に立っている。

- Onun büyükannesi sağlıklı görünüyor.
- Anneannesi sağlıklı görünüyor.
- Babaannesi sağlıklı duruyor.

彼のおばあさんは元気そうです。

- O aynı hataları yapmaya devam ediyor.
- O aynı hataları yapıp duruyor.

- 彼女は同じ間違いを繰り返している。
- 彼女は同じ過ちを繰り返している。

Fark ettin mi, bilmem; ama Tom senin kızına abayı yakmış gibi duruyor.

お気づきかどうかは存じませんが、トムはどうやらお宅のお嬢さんと恋に落ちてしまったようなのです。

- O aynı hatayı yapmaya devam ediyor.
- O aynı hatayı yapıp duruyor.
- Durmadan aynı hatayı yapıyor.

彼はいつも同じ間違いばかりしている。