Translation of "Davrandı" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Davrandı" in a sentence and their japanese translations:

Asker cesurca davrandı.

その兵士は勇敢に振る舞った。

O kötü davrandı.

彼は行儀が悪かった。

O iyi davrandı.

彼はりっぱに振る舞った。

O, nasıl davrandı?

彼はどんな行動を取りましたか。

O akıllıca davrandı.

- 彼は賢明に行動した。
- 彼は分別のある行動をとっている。

O aptalca davrandı.

彼はばかなまねをした。

Dinlemiyormuş gibi davrandı.

彼は聞いてないふりをした。

Tom bıçağına davrandı.

トムはナイフに手を伸ばした。

Delirmiş gibi davrandı.

彼は狂人のように振る舞った。

Tom iyi davrandı.

トムは行儀が良かった。

Kız atına kibarca davrandı.

その少女は馬をやさしく扱った。

Büyük bir cesaretle davrandı.

彼女は勇気を持って行動した。

O hastaymış gibi davrandı.

彼は病人であるかのようにふるまった。

O, yaralanmamış gibi davrandı.

彼は傷ついてなんかいないと思おうとした。

O, korkmuş gibi davrandı.

彼は怖がっているような行動をした。

Onu duymamış gibi davrandı.

- 彼女は彼の声が聞こえないふりをした。
- 彼女は彼のいう事が聞こえないふりをした。

O uyuyormuş gibi davrandı.

- 彼は寝たふりをした。
- 彼は狸寝入りをした。

O, oğullarına kötü davrandı.

彼は息子たちにひどいことをした。

O nasihatime göre davrandı.

彼は私の助言に従って行動した。

Tom sağırmış gibi davrandı.

トムは耳が聞こえない振りをした。

Tom hastaymış gibi davrandı.

トムは病気のふりをしてたんだよ。

Öğretmen bütün öğrencilere adil davrandı.

先生は生徒全員を公平にあつかった。

Mike toplantının başkanı gibi davrandı.

マイクは会議で議長として振舞った。

Tom cevabı bilmiyormuş gibi davrandı.

トムはその答えが分からない振りをした。

Zengin arkadaş ona soğuk davrandı.

その金持ちの友人は彼によそよそしい態度を取った。

O beni duymamış gibi davrandı.

彼女は私が言うことが聞こえない振りをした。

İşitme güçlüğü varmış gibi davrandı.

彼女はよく耳が聞こえないふりをした。

O, haberi yokmuş gibi davrandı.

彼は知らないふりをした。

O, bir erkek gibi davrandı.

彼は男らしく振る舞った。

O, bana karşı dürüstçe davrandı.

彼は私に対して公正にふるまった。

O bir çocuk gibi davrandı.

彼は子供のように振る舞った。

O sanki deliymiş gibi davrandı.

彼はまるで気が狂ったように振る舞った。

O, bir aziz gibi davrandı.

彼は聖者のようにふるまった。

O, yerin sahibiymiş gibi davrandı.

- 彼が大きな顔をしていた。
- 彼は我が物顔をしていた。

Tom hâlâ uyuyormuş gibi davrandı.

トムは寝ている振りをした。

Tom Fransızca anlamıyor gibi davrandı.

トムはフランス語が分からないふりをした。

O bir avukat gibi davrandı.

彼は弁護士のふりをした。

O benim rehberim olarak davrandı.

彼は私の案内をしてくれた。

Beni görünce, uyuyormuş gibi davrandı.

私は見て彼は眠っているふりをした。

Bugün bana karşı uzak davrandı.

今日の彼女は私に対してよそよそしかった。

Bazen benim patronummuş gibi davrandı.

時々彼は、まるで私の上司であるかのように振る舞った。

Tom Mary'nin arkadaşıymış gibi davrandı.

トムはメアリーの友達であるかのようなふりをした。

O, bir doktor gibi davrandı.

- 彼は医者を装っていた。
- 彼は医者のふりをした。

- Jim bütün gün çok garip davrandı.
- Jim, tüm gün çok tuhaf davrandı.

ジムは1日中行動がおかしかった。

Profesör ona öğrencilerinden biri gibi davrandı.

教授は彼女を自分の学生のように扱った。

Annesi geldiğinde ders çalışıyormuş gibi davrandı.

母親が来たとき、彼女は勉強しているふりをした。

O, gerçek bir bebek gibi davrandı.

- 彼女は本当に赤ん坊のようにふるまいました。
- 彼女はまるで赤ちゃんであるかのようなふりをした。

Dün o onu işitmemiş gibi davrandı.

昨日彼女は彼の言うことが聞こえないふりをした。

O, aptal bir adammış gibi davrandı.

彼は愚かな人間のふりをした。

Bize yardım etmekle çok kibar davrandı.

彼は親切にも私たちを助けてくれた。

O, ne olduğunu umursamıyormuş gibi davrandı.

彼女は何が起きたかまるで気にしていないかのように行動した。

Bana sanki bir yabancıymışım gibi davrandı.

彼は私をまるで他人行儀に扱う。

Tom bir şey duymamış gibi davrandı.

トムは何も聞いていないふりをした。

Tom Mary'ye bir köle gibi davrandı.

トムはメアリーを奴隷のように扱った。

- O konuda bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.
- O konuda hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

- 彼女はそれについて何も知らないふりをした。
- 彼女はそのことについて何も知らないようなふりをした。

O, sanki ona hakaret etmişiz gibi davrandı.

- 彼は、私達が彼を侮辱したかのような振る舞いをした。
- 彼はまるで私たちが彼を侮辱したと言わんばかりの態度だった。

Jane her zaman çok zenginmiş gibi davrandı.

ジェーンはいつもとても金持ちのようなそぶりだった。

O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı.

彼は自分の感情を隠し、熱狂しているふりをした。

Bunun hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

- 彼女はそれについて何も知らないふりをした。
- 彼女はそのことについて何も知らないようなふりをした。

O sadece bir şey yokmuş gibi davrandı.

彼はまるで何もなかったみたいに振舞った。

Erkek kardeşim çok sıkı çalışıyormuş gibi davrandı.

私の兄は熱心に働いてるかのように振る舞った。

O, sanki bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

彼女は何も知らないふりをした。

- O, adi davranış sergiledi.
- O, adice davrandı.

彼は卑しい振舞いをした。

Tom bana bir erkek kardeş gibi davrandı.

トムは兄弟のように私に接してくれた。

Tom gözlerini kapadı ve uyuyor gibi davrandı.

トムは目をつぶって寝たふりをした。

Aragon Valisi olarak Mareşal Suchet davrandı çok farklı.

アラゴンの行政を握ったスーシェ元帥の行動は 特異なものだった

Mary okula gitmekten kaçınmak için hasta gibi davrandı.

- メアリーは学校へいかずにすむようにと、病気のふりをした。
- メアリーは学校に行くのを免れようと、仮病を使った。

Tom, Mary'nin onun yapmasını istediğini anlamamış gibi davrandı.

トムは、メアリーが彼にして欲しいことが何なのか、分からないふりをした。

- O beni tanımıyormuş gibi davrandı.
- Beni tanımıyor numarası yaptı.

彼は私を知らないふりをした。

O, sanki onun hakkında bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

彼女はそのことについて、まるで何も知らないようなふりをした。

Bugün başvuru formumu patrona verecektim ama o erken davrandı.

私は今日自分の申込書を上司に提出するつもりだったが、彼に先を越されてしまった。

Tom patronu civarda olmadığı zaman bir patron gibi davrandı

上司がいないときには、いつもトムが代わりを務めた。

Ney yeteneğini fark etmekte hızlı davrandı, ona yardımcısı olarak bir iş verdi

ネイは彼の才能をすぐに認識し、彼に副官としての仕事を与え

Ben ona biraz nasihat vermeye çalıştım fakat o bana şiddetle kötü davrandı.

助言をしてやろうとしたのに彼は私に向かって猛烈に悪態をつくだけだった。

- Tom Mary'nin okuluna nasıl gidileceğini bilmiyormuş gibi davrandı.
- Tom Mary'nin okuluna nasıl gidileceğini bilmezlikten geldi.

- トムはどうやってメアリーの学校へ行けばいいのか、わからないふりをした。
- トムはメアリーの学校への道順がわからないふりをした。