Translation of "Cinayet" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Cinayet" in a sentence and their japanese translations:

Cinayet ölümle cezalandırılır.

殺人を犯せば死刑です。

Adam cinayet işledi.

その男は殺人を犯した。

Cinayet yasalara aykırı.

殺人は法に反する。

Cinayet gizemini koruyor.

その殺人事件は依然として謎である。

Cinayet gizem olarak kalır.

その殺人事件は依然として謎である。

O, cinayet için yargılandı.

彼は殺人罪で裁判にかけられた。

O, beş cinayet işledi.

彼は5つの殺人を犯した。

Tanaka cinayet şüphesiyle tutuklandı.

田中容疑者が殺人の疑いで逮捕されました。

Cinayet kötü bir suçtur.

殺人は邪悪な犯罪である。

Polisler cinayet vakasını soruşturuyor.

警察はその殺人事件を調べている。

Cinayet, kargaşa, hapis, ölüm, yıkım

つまり殺人、混乱、刑務所、死、破壊 などへの反響です

Cinayet mahallini açıklamak çok korkunçtu.

その殺人現場は表現することができないほどのものだった。

O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.

彼は殺人罪で刑務所に送られた。

O, cinayet yüzünden hapse atılmıştır.

彼は殺人のぬれぎぬを着せられた。

Cinayet ve soygun suç eylemleridir.

殺人や強盗は犯罪行為である。

Bu ay iki cinayet vardı.

今月は殺人事件が2件あった。

Polis cinayet davasını incelemeye başladı.

- 警察官はその殺人事件をとことん調査し始めた。
- 警察がその殺人事件を調べ始めた。

Cinayet davasıyla ilgili duyduklarına şaşırdı.

彼は殺人事件のことを聞いて驚いた。

O, bir cinayet olayına karıştı.

彼は殺人事件に巻き込まれた。

- Geçen sene çok sayıda cinayet oldu.
- Geçen yıl çok sayıda cinayet vardı.

昨年は殺人事件が多かった。

Vatanseverlik bahanesini kullanarak birçok cinayet işlenmiştir.

愛国心にかこつけて多くの殺人が行われてきた。

Yazar cinayet davasını inandırıcı biçimde açıkladı.

その作家は殺人事件を生々しく描写した。

O güç cinayet davasını hatırlıyor musunuz?

あなたはあの不可解な殺人事件を覚えていますか。

O cinayet davasına karışmış gibi görünüyor.

彼女はその殺人事件に関与しているようだ。

Mahkeme onu cinayet suçlamasından beraat ettirmiştir.

法廷は彼のその殺人容疑について無罪とした。

Cinayet günü için bir mazeretin yok.

君たちにはその殺人事件の日のアリバイがない。

- O cinayetten suçludur.
- O bir cinayet suçlusu.

- 彼は殺人犯だ。
- 彼は殺人の罪を犯している。

O, cinayet davası ilgili gerçeği ortaya çıkardı.

彼は殺人事件の真相を明らかにした。

Cinayet sabah üç ile beş arası oldu.

殺人は午前3時から5時までの間に起こった。

Onlar onu cinayet davasının elebaşı olarak saydı.

彼らは彼をその殺人事件の首謀者だと考えた。

Görünüşe göre cinayet kilitli bir odada gerçekleşti.

一見したところ、この殺人は密室で起こっている。

Balistik raporuna göre, bu silah cinayet silahı olamaz.

弾道検査の報告書によれば、この銃が殺人の凶器であるということは有り得ない。

Onun cinayet gizemlerine karşı marazi bir düşkünlüğü vardır.

彼は殺人推理小説を異常な程好む。

Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.

その殺人の動機は誰にもないようだった。

Tom emekli olmadan önce bir cinayet masası dedektifi idi.

トムさんが退職するまで、殺人担当刑事でした。

30 yıl önce ise cinayet oranı yüz binde 8,5'ti,

一方 30年前はと言えば 殺人の犠牲者は10万人あたり8.5人