Translation of "Birine" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Birine" in a sentence and their japanese translations:

birine takacağız.

幼虫を付ける

Birine sor.

誰かに聞いてみて。

Birine sorun.

- 誰にでもいいから訊いてみてください。
- 誰かに聞いてみて。

Birine gülüyor olabilirsiniz,

誰かのことを笑ったり

Birine ihtiyacım var.

誰かきてくれ。

Birine odayı temizletecek.

- 彼は誰かに部屋掃除させるだろう。
- 彼は誰かに部屋を掃除させるだろう。

Onu istediğin birine ver.

好きな人なら誰にでもそれをあげなさい。

Gözlerimden birine toz girdi.

片目にごみが入った。

Lütfen başka birine sor.

他の誰かに聞いて下さい。

Ben gerçekten birine vurmalıyım.

とにかく誰かをぶたないと気が済まない。

Bunu birine söylemeni istemiyorum.

この事は誰にも言わないで欲しい。

Sen birine söyledin mi?

誰かに話した?

Tom gibi birine güvenmemeliydim.

トムなんか信用しなければよかった。

Savaşta herkes birine karşıdır.

万人の万人に対する戦い

Bu herhangi birine olabilir.

誰にでも起こりうることだ。

Birine söylemedin, değil mi?

誰にも話してないよね?

Birine yarar ötekine zarar.

- 甲の食物は乙の毒。
- ある人の食べ物が別の人には毒。

Yaşlı birine yerini verdi.

彼女は老人に席を譲った。

Birine bir şey öğretmeye çalıştığınız

皆さんに似たような状況の経験があり

Bunlardan birine yakalanırsanız işiniz biter!

もし巻き込まれれば 命はない

En tehlikeli hayvanlardan birine dönüşür.

敵をツノで突くか 踏みつけて殺します

Kesin zaferlerinden birine yol açtı .

の1つにつながりました 。

Çek birine para ödeme yöntemidir.

小切手は人にお金を払う一つの方法です。

Lütfen onu başka birine yaptır.

- それは誰か他の人にやらせてください。
- それは誰か他の人にやってもらってください。

Başka birine sormak zorunda kalacaksın.

- 他の誰かに聞いて下さい。
- 誰か他の人に聞かなければいけないということだよ。

Onu anlayacak birine ihtiyacı vardı.

彼女には自分の気持ちをわかってくれる人が必要だった。

Eve giderken arkadaşlarımdan birine rastladım.

私は家に帰る途中で私の友人の一人に会った。

Birlikte ingilizce öğreneceğim birine bakıyorum.

一緒に英語を勉強する人を探しています。

Konuşmak için birine ihtiyacım var.

話し相手が欲しい。

Fransızca konuşabilen birine ihtiyacım var.

私にはフランス語が話せる人が必要だ。

O, öğrencilerinden birine âşık oldu.

彼女は自分の教え子と恋に落ちた。

Bu işi herhangi birine yaptıramam.

この仕事は誰にもしてもらうわけにはいかない。

Birine gözlerini dikerek bakmak kabalıktır.

誰かをじろじろ見ることは失礼なことです。

Ya da bu ağaçlardan birine gidip

もしくは木に登る

Ya da bu ağaçlardan birine tırmanıp

もしくは木に登る

Birine duyduğumuz özlem ve sevgi düşüncesi,

他人に対する渇望と愛を 人間が本当に熱く望んでいるという概念は

Stand-up komedyeni gibi birine dönüşmesi

おしゃべりが苦手な 私なんかが

''Danimarka Parlamentosundan birine asla saldırmazlar.'' dedi.

「デンマークの国会議員に 手荒なことはしないよ」と彼は言いました

Gecenin en üstün avcılarından birine aittirler.

‎使い手は ‎腕の立つ夜のハンター

Gerçekten önemsedikleri birine hislerini söylemelerini isteyebilirim.

本当に大切な人に対して 自分の思いを伝えてみるとか

Ve her birine teşekkür yazısı gönderiyorum.

全ての人に 感謝のメッセージを送ることです

Sıradan bir uyarı birine zarar verebilir.

何気なく言った言葉も誰かを傷つけることがある。

Onun konuşmak için birine ihtiyacı var.

彼女は誰か話し相手が必要だ。

Çocukların her birine iki elma verdi.

彼女はめいめい2個ずつやった。

Onların her birine bir hediye aldım.

- 彼らひとりひとりにプレゼントをかってやった。
- 彼らひとりひとりにプレゼントを買ってあげた。

O, oğullarının her birine para verdi.

彼は息子たち一人一人にお金をやった。

Tarlada koyuna bakan birine ne diyorsun?

草原で羊の世話をする人を何と言いますか。

Kendi bedeninde birine sataş, sen kabadayı.

弱いものいじめはよせ、このごろつきめが!

Onların her birine bin yen verdim.

私は1個につき彼らに千円支払った。

O tamamen farklı birine hikaye yazdı.

彼はその話を書き換えてまったく別のものにした。

Konuşacak birine ihtiyacın olursa beni ara.

話し相手が必要なら、電話してね。

Onların her birine bir ödül verildi.

彼らはそれぞれ賞をもらった。

Yaşlı insanların konuşacak birine ihtiyaçları vardır.

老人には話し相手が必要だ。

Bu fotoğrafı isteyen herhangi birine verebilirsin.

この写真が欲しい人がいたら誰にでも上げていいですよ。

Tom'un konuşmak için birine ihtiyacı var.

トムには話し相手が必要だね。

Bana yardım edecek birine ihtiyacım var.

- 私には助けてくれる誰かが必要だ。
- 誰か手伝ってくれる人が欲しいのよ。

Bize yardımcı olacak birine ihtiyacımız var.

手伝ってくれる人が必要ですね。

Birine bile takılsa... ...hamam böceğinin kaderi mühürlenir.

‎獲物が糸に触れれば ‎ハンターの思うつぼだ

Nick kırsal alandan gelen birine tepeden bakıyor.

- ニックは地方出身者ならだれであろうと見下している。
- ニックは地方出身者なら誰でも馬鹿にする。

Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.

朝マラの立たぬ奴に金貸すな。

Tavsiye için baş vuracağı birine ihtiyacı var.

彼女は相談相手が欲しいんだよ。

Herhangi birine söylemeyeceğine dair bana söz verdi.

彼は誰にも言わないと私に約束した。

Öğrencilerden herhangi birine kitaplarımı ödünç vermek istemiyorum.

私は学生の誰にも本は貸さない。

Kim olduğu önemli değil, sadece birine sor.

誰にでもいいから訊いてみてください。

Cesur yeni fikirleri olan birine ihtiyacımız var.

私達は大胆で新しい考え方をする人が必要だ。

Onlardan her birine üç kurşun kalem verdim.

私は彼らのめいめいに鉛筆を3本ずつ与えた。

Bu köpek yavrularını köpekleri seven birine vereceğim.

- 私はこの子犬たちを犬の好きな人には誰にでもあげよう。
- この子犬達、誰か犬好きな人にあげるよ。

Okul müdürü mezunların her birine diplomasını sundu.

校長は卒業生ひとりひとりに卒業証書を授与した。

Tüm yaşlı insanların konuşacak birine ihtiyacı var.

老人は皆、話し相手を必要としている。

Neden onun gibi birine ödünç para verdin?

- なぜあんな人にお金を貸したりしたの。
- なぜあんな人にお金を貸したの。

Neden onun gibi birine borç para verdin?

- なぜあんな人にお金を貸したりしたの。
- なぜあんな人にお金を貸したの。

Bu çocukların her birine üç parça verin.

この子供たちにそれぞれ3個ずつあげなさい。

Yönetimde biraz deneyime sahip birine ihtiyacımız var.

経営管理に経験のある方を求めます。

Eğer beyin hücrelerinin her birine bir tını ekleseydiniz,

その脳細胞それぞれに 音を割り当ててみます

Acı içinde ayağa kalktı ve kabinlerden birine girdi.

痛々しそうに立ち上がり 重い足どりでトイレに向かいました

Demek ki birine nezaketsiz demek, onu nezaketsizlikle suçlamak

だから誰かをシビリティが無いと責めるのは

Bu türlerden yalnızca birine bir şey olsa bile

いったん その種のどれかに問題が生じたら

Ertesi gün, çiftçinin oğlu yabani atlardan birine biner,

翌日 農民の息子が 野生の馬に乗って出かけると

O, Almanya'daki arkadaşlarından birine mektup yazmamı rica etti.

彼女は私に、ドイツにいる友達の1人に手紙を書いてくださいと言った。

Onun başka birine vermek için yeterli yiyeceği yoktu.

彼には他の者に分けてやれるだけの食べ物はなかった。

Ev işinde bana yardım edecek birine ihtiyacım var.

誰か家事を手伝ってくれる人が必要です。

O, onların her birine bir kurşun kalem verdi.

彼は、彼らめいめいに鉛筆を与えた。

Sandalye kırık. Onu birine tamir ettirsen iyi olur.

イスがこわれています。誰かに修理してもらったほうがいいですよ。

Biz dışarıda olduğumuz sürece bebeğimize bakacak birine ihtiyacımız var.

私たちが留守の間、赤ちゃんを見てくれる人が必要である。

Eğer ölürsem lütfen kalbimi ihtiyacı olan birine teklif edin.

万一私が死んだら、私の心臓を必要な人に提供して下さい。

Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.

これらのうちどちらでも一つはあげるけど両方はだめだ。

Küçük akreplerden birine denk gelirseniz çok zehirlidirler ve sizi öldürebilirler.

小さなヤセサソリには かなり強い毒がある 死ぬ危険がある

Otobüsle giderseniz, yaklaşık olarak zamanın yaklaşık üçte birine oraya gidebilirsiniz.

バスで行けば、その3分の1ぐらいの時間で行けます。

Başka birine ödünç vermemen koşuluyla, bu CD'yi sana ödünç vereceğim.

又貸ししない条件でこのCDを貸してあげよう。

- Bana yardım edecek birine ihtiyacım var.
- Lütfen, biri bana yardım etsin.

誰か手伝ってくれる人が欲しいのよ。

- Bay Brooke dürüst birine benziyor.
- Öyle görünüyor ki Brooke Bey dürüst biridir.

ブルックさんは正直な人のようだ。

O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.

彼女はケーキを6つにきり、それぞれの子供に1つずつあげた。

- Dünya şimdi olduğu durumda olmasa, kimseye güvenemem.
- Eğer dünya şimdiki şeklinde olmasaydı herhangi birine güvenebilirdim.

もし世界が今の形をしていなかったら、私は誰でも信用できうる。

- Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

人はみな月である。誰にも決して見せない暗い面がある。