Translation of "Ayağa" in Japanese

0.023 sec.

Examples of using "Ayağa" in a sentence and their japanese translations:

- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.

- 彼は立ち上がりました。
- 彼は立った。

Ayağa kalk!

- 立ちなさい。
- 起立!

Ayağa kalkamam.

私は立てない。

Ayağa kalkmayın.

立ち上がってはいけません。

Adam ayağa kalktı.

その男は立ち上がった。

Yavaşça ayağa kalktı.

彼はゆっくり立ち上がった。

Hemen ayağa kalkamadı.

彼はすぐには立ち上がれなかった。

Ayağa kalk, lütfen.

立って下さい。

Ayağa kalk, Tom.

トムさん、たってください。

Hepimiz ayağa kalktık.

私たちはみな立ち上がった。

Lütfen ayağa kalkın.

立って下さい。

Ayağa kalkmamızın zamanı geldi.

我々の立ち上がる時がやって来た。

Mayuko alarmda ayağa fırladı.

マユコはびっくりして飛び上がった。

Ayağa kalktığımda başım döner.

立ちくらみがします。

Gözlerindeki yaşlarla ayağa kalktı.

彼女は目に涙を浮かべて立ちあがった。

O ayağa kalkmaya çalıştı.

彼は立とうとしました。

Seninle konuşurken ayağa kalk!

私が君に向かって話している時はまっすぐ立っていなさい。

Ayağa kalkmana gerek yok.

あなたはお立ちになる必要はありません。

Adınız çağrıldığında ayağa kalkın.

- 名前を呼ばれたら起立しなさい。
- 名前を呼ばれたら立ってください。

Öğretmen ayağa kalkmamı söyledi.

先生は私に、立つように言った。

Onu görünce ayağa kalktı.

それを見て彼は立ち上がった。

Ayağa kalktığımda, başım dönüyordu.

立ち上がったら頭がくらくらした。

Hepimiz aynı anda ayağa kalktık.

同時に起立した。

Ayağa kalktı ve şapkasına uzandı.

彼は、立ち上がって帽子を取ろうと手を伸ばした。

Öğrencilerin hepsi birlikte ayağa kalktı.

学生は皆一斉に立ち上がった。

Öğretmen içeri girdiğinde ayağa kalktı.

先生が入ってくると彼女は立ち上がった。

O bana ayağa kalkmamı emretti.

彼は私に起立するように命令した。

Öğretmenleri girdiğinde öğrenciler ayağa kalkar.

生徒達は先生が入って来ると起立する。

Ayaklarım uyuştu ve ayağa kalkamadım.

足がしびれて立てなかった。

Ayağa kalktı ve fareye baktı.

彼は立ち上がり、ネズミを見た。

- Tom dizüstü bilgisayarını kapatıp ayağa kalktı.
- Tom laptopunu kapattı ve ayağa kalktı.

トムはノートパソコンを閉じ、立ち上がった。

- Tom ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.
- Tom ayağa kalktı ve pencereye gitti.

トムは立ち上がり、窓へと歩いていった。

Ayağa kalktı ve bir yanlış yaptığını,

彼は立ち上がり 自分の間違いと

Koltuktan çıkmak için biraz ayağa kalktım.

席を立ちかけて腰を浮かした。

Kız ayağa fırladı ve odadan ayrıldı.

少女は突然立ち上がって部屋から出て行った。

Her zaman haklarımız için ayağa kalkmalıyız.

我々はいつも自分の権利を擁護しなければならない。

John, zil çalar çalmaz ayağa fırladı.

ベルが鳴るとジョンはすぐさま飛び起きた。

Ayağa kalk ve kitabı oku, Tom.

トム、立って本を読みなさい。

Lütfen terminale ulaşana dek ayağa kalkma.

ターミナルに到着いたしますまで、お座席をお立ちになりませんようお願いいたします。

O, haberleri duyduğu anda ayağa fırladı.

その知らせを聞くや否や彼はさっと立ち上がった。

Telefona cevap vermek için ayağa kalktı.

彼女は電話に出るために立ち上がった。

O, odaya girdiğinde o ayağa kalktı.

彼女が部屋に入ると彼は立ち上がった。

O beni selamlamak için ayağa kalktı.

彼は私に挨拶するために立ちあがった。

Tom ayağa kalktı ve kapıya yöneldi.

トムは立ち上がってドアに向かった。

Tom ayağa kalktı ve pencereye gitti.

トムは立ち上がり、窓のところへ行った。

Aniden, genç bir kadın ayağa kalktı.

突然若い女性が立ち上がった。

Ayağa kalk ve kendini tanıt lütfen.

立って自己紹介してください。

O, yemek bitmeden önce ayağa kalktı.

彼は食事が終わらないうちに立ち上がった。

O, odaya girdiğinde, o ayağa kalktı.

彼女が部屋に入ると彼は立ち上がった。

Ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.

彼女は立ち上がって窓のところまで歩いて行った。

Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

リンダは歌うために立ち上がった。

- Ayağa kalktı ve masadaki şapkasına uzandı.
- O ayağa kalktı ve masanın üzerindeki şapkasına uzandı.

- 彼は立ち上がってテーブルの上の帽子を手に取ろうとして手を伸ばした。
- 彼は立ち上がってテーブルの上の帽子を取ろうと手を伸ばした。

Ama en azından ayağa kalkıp ilerlemeye çalışıyorsanız

少なくとも 立ち上がって 前に進もうとすれば

Lütfen otobüs tamamen duruncaya kadar ayağa kalkma.

バスが完全に止まるまで席に着いていて下さい。

On kadar öğrenci hepsi birden ayağa kalktı.

10人もの学生が全く同時に立ち上がった。

Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.

- 彼女は編物を横において立ち上がった。
- 彼女は編み物を脇に置いて立ち上がった。

Tüm seyirci ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.

全部観客が立ち上がって拍手し始めた。

Tom ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.

トムは立ち上がり、窓へと歩いていった。

İnsanlar ayağa kalktı ve şarkı söylemeye başladı.

- その人たちは立ち上がって、歌いはじめました。
- 人々は立ち上がり、歌い始めた。

Tom'un bacağı uyuşmuştu bu yüzden ayağa kalkamadı.

トムは足がしびれて立ち上がれなかった。

Amy ayağa kalkmak için çaba sarf etti.

エイミーは立ち上がろうと努力した。

Acı içinde ayağa kalktı ve kabinlerden birine girdi.

痛々しそうに立ち上がり 重い足どりでトイレに向かいました

Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.

この白い心臓は 中に人が入れる家

Ziyaretçi sınıfa girdiğinde onu selamlamak için ayağa kalktık.

客が入室してきた時、私達は立ちあがってあいさつをした。

Onlar ayağa kalktılar ve birer birer konuşmalarını yaptılar.

彼らは、一人づつ立ち上がってスピーチした。

O, ayağa kalkmam için eli ile işaret etti.

彼は私にたちなさいと身振りで合図した。

O, bu öğleden sonra ayağa kalkıp hareket edecek.

今日の午後には起きて歩けることでしょう。

O maçı daha iyi görmek için ayağa kalktı.

彼はゲームがもっと良く見えるようにと立ち上がった。

Öğrencilerin teker teker ayağa kalktılar ve kendilerini tanıttılar.

生徒たちは1人ずつ立ち上がり自己紹介した。

Onun kızgın olduğu zaman ayağa kalkma alışkanlığı vardır.

彼は怒ったときに立ち上がる癖がある。

Onun ayağa kalkması söylendi ve o çok yavaş yaptı.

彼は立ち上るように言われ、ゆっくりとそうした。

Kısa bir ziyaretten sonra birdenbire ayağa kalktı ve ayrıldığını söyledi.

訪ねてきてしばらくしてから、彼は突然立ち上がって別れを告げた。

- Lütfen oturun.
- Lütfen oturmuş biçimde kalın.
- Lütfen oturmaya devam edin.
- Lütfen ayağa kalkmayın.

どうぞ、そのままお座りになっていてください。