Translation of "Yaşamıyor" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Yaşamıyor" in a sentence and their spanish translations:

O, uzakta yaşamıyor.

No vive lejos de aquí.

Kimse benimle yaşamıyor.

- Nadie vive conmigo.
- No vivo con nadie.

Tom burada yaşamıyor.

Tom no vive aquí.

Burada kimse yaşamıyor.

- Nadie vive aquí.
- Aquí no vive nadie.

Ebeveynlerim artık yaşamıyor.

Mis padres ya no están vivos.

O, Taşkent'te yaşamıyor.

- Él no vive en Taskent.
- Ella no vive en Taskent.

O, artık orada yaşamıyor.

- Ella no vive más ahí.
- Ella ya no vive allí.

Tom henüz Boston'da yaşamıyor.

- Tom aún no vive en Boston.
- Tom todavía no vive en Boston.

O artık burada yaşamıyor.

- Él ya no vive aquí.
- Ya no vive aquí.

Haklıydın, o Rio'da yaşamıyor.

Tenías razón, ya no vive en Río.

O binada kimse yaşamıyor.

Nadie vive en ese edificio.

O evde kimse yaşamıyor.

Nadie vive en esa casa.

Tom ailesiyle birlikte yaşamıyor.

Tom no vive con sus padres.

Tom burada yaşamıyor mu?

¿Tom vive aquí?

Tom artık benimle yaşamıyor.

Tom ya no vive más conmigo.

Tom artık Boston'da yaşamıyor.

Tom ya no está viviendo en Boston.

Tom ofisinin yakınında yaşamıyor.

Tom no vive cerca de su oficina.

Tom, Mary ile yaşamıyor.

Tom no vive con Mary.

Bu evde hiç kimse yaşamıyor.

Nadie vive en esta casa.

Artık burada hiç kimse yaşamıyor.

Ya nadie vive aquí.

O binada artık kimse yaşamıyor.

- En ese edificio ya no vive nadie.
- En ese bloque ya no vive nadie.

Bu binada hiç kimse yaşamıyor.

- En este edificio no vive nadie.
- Nadie vive en este edificio.

Tom uzun süredir burada yaşamıyor.

Tom no vive aquí desde hace mucho tiempo.

Tom artık ailesi ile yaşamıyor.

Tom ya no vive con sus padres.

Tom buradan çok uzakta yaşamıyor.

Tom no vive muy lejos de acá.

Tom şu anda Boston'da yaşamıyor.

Tom no vive en Boston ahora.

Tom istasyondan çok uzakta yaşamıyor.

Tom no vive demasiado lejos de la estación.

Eski kocam artık bu kentte yaşamıyor.

Mi ex-esposo ya no vive más en esta ciudad.

Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.

Tom realmente no vive dentro de los límites de la ciudad de Boston.

Bu gidişle ya virüsten öleceğiz ya da parasızlıktan. Üstelik bu sorunu bir tek Türkiye yaşamıyor.

Con este curso, moriremos por el virus o sin dinero. Además, este problema no vive una Turquía.