Translation of "şeylerin" in Japanese

0.003 sec.

Examples of using "şeylerin" in a sentence and their japanese translations:

Şeylerin nerede?

君の持ち物はどこにあるのですか。

Alıştığımız bir şeylerin peşine düşeriz.

私たちは 見慣れたものを求めます

Bir şeylerin farklı olabileceğine inanın.

でも変化の可能性を信じてください

Böyle şeylerin var olduğuna inanmıyorum.

そんなものがあるなんて思わない。

Tom kesinlikle bir şeylerin peşinde.

トムのやつ絶対何か企んでるぜ。

Bilgisayarında ne tür şeylerin var?

コンピューターにどんな項目を記憶させるのですか。

Arasında bir şeylerin kızışıp kızışmadığını soruyor.

特許制度の改革を推進する 弁護士の娘ですから

Bu, şeylerin mantık sırasını ters çevirmedir.

それでは本末転倒だ。

Bazı şeylerin söylenmeden kalması daha iyidir.

言わぬに越したことはない。

Annem bir şeylerin doğru gitmediğini fark etmiş,

何かが変だと気づいて

Ve değişmesi gereken şeylerin birer işareti konumundalar.

この事態を変える必要がある というサインなのです

Bu bir yargı ve önemsediğimiz şeylerin karışımı

判断力と番組の選択肢の両方が問題です

Gözünüzle gördüğünüz şeylerin doğru olması şart değil.

目に見えるものがほんとうのものとは限らない。

Bir şeylerin daha iyiye gideceğine ikna oldum.

私は世の中がよいほうに変わることを確信している。

Renk tüm görünen şeylerin en kutsal unsurudur.

色彩は目に映るあらゆる物のうちで最も神聖な要素である。

Bu şeylerin arasından geçmeye çalışırsanız sizi paramparça eder.

間を進もうとすると― ずたずたになるぞ

Tüm gerçekliğin o minicik şeylerin titreşiminden yayıldığı fikri...

現実の全てのものは ちっぽけな 弦の振動によるものだというアイデア

Sen genellikle şeylerin değerini onları kaybettikten sonra anlarsın.

およそ物事の価値は、失ってみて初めて分かるものだ。

Benim bir evcil hayvan teorim şeylerin uzaktan görülmesidir.

私の持論の一つは、物事は少しはなれたところから見るべきだということである。

Fakat diğer şeylerin de göz önünde bulundurulması gerekirdi.

しかし他のことも考慮に入れなければならなくなるだろう。

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

ジャングルでは小さな物も― 命取りになる

O kutu bütün bu şeylerin sığması için çok küçük.

あの箱は小さすぎて、これだけ全部は入りません。

Yakın zamana kadar, ihtiyacımız olan şeylerin çoğu elle yapıldı.

- かなり最近になるまでは、私たちが必要とするものはほとんど手で作られていた。
- つい最近まで、私たちが必要とするものの大半は、手で作られていました。

Tom bir yürüyüş için gitti ve gördüğü şeylerin resimlerini çekti.

トムは散歩に出かけ、目に入ったものの写真を撮った。