Translation of "ödemek" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "ödemek" in a sentence and their japanese translations:

Bedelini ödemek zorundasın.

回ってきたんだよ。

Peşin ödemek zorundasın.

前もってお金を払っておかなければなりません。

Borcumu ödemek zorundayım.

- 借金を返さなければならない。
- 私は借金を返さなければならない。

Vergileri ödemek zorundayız.

私たちは税金を納めなければならない。

Nasıl ödemek istersiniz?

- お支払いはどのようになさいますか。
- お支払いはいかがなさいますか?

Nakit olarak ödemek istiyorum.

- 私は現金で支払います。
- では、現金で支払います。

Borçlarını tamamıyla ödemek istiyor.

借金を返したがっている。

Hesabı ödemek istiyorum, lütfen.

支払いをお願いします。

Borcunu tamamıyla ödemek istiyor.

借金を返したがっている。

Kredi kartıyla ödemek istiyorum.

クレジットカードで支払いたいのですが。

- Borçlu olduğu parayı geri ödemek istiyor.
- Borçlandığı parayı geri ödemek istiyor.

借金を返したがっている。

Vergi ödemek her işçinin yükümlülüğüdür.

税金を払うのは働くものすべての義務だ。

Bunu kredi kartımla ödemek istiyorum.

これを買って、VISAカードで払いたいんですけど。

O, kitap için ödemek zorunda.

彼女はその本の代金を支払わねばならない。

Pansiyona yüksek ücretler ödemek zorundayım.

高い料金を下宿屋に払わねばならない。

Onun için nasıl ödemek istersin?

お支払いはどのようにしますか。

Yakın gelecekte senin iyiliğini ödemek istiyorum.

近い内にあなたの親切に恩返しをしたい。

Onun yerine kredi karımla ödemek istiyorum.

では、クレジットカードで支払います。

Kirayı ödemek için gitarımı rehin bıraktım.

私は家賃を払うために、ギターを質にいれた。

Tatillerde 10,000 yen fazladan ödemek zorundasın.

平日料金と休日料金で、1万円も違うんだ。

İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.

僕はさらに5ドル払わなければならなかった。

Vergilerimizi ödemek için yasal zorunluluğumuz var.

私達は税金を払う義務がある。

Ayrıca on bin yen ödemek zorunda kaldık.

そのうえ私達は1万円払わなければならなかった。

Biz 15 Marta kadar vergileri ödemek zorundayız.

私たちは3月15日までに税金を払わなければならない。

Bu avantajlar için ne kadar ödemek zorundayız?

こういう特典に対して私達はどんな代償を支払わなければならないのか。

Tom birkaç dolar daha ödemek zorunda kaldı.

トムはさらに数ドル払わなければいけなかった。

Her üye bir ayda 10.000 yen ödemek zorunda.

各会員は、月に1万円払わなければならない。

Zengin bir adam, gelir vergisini çok ödemek zorundadır.

資産家は高額の所得税を納めなければならない。

Sam ayın sonunda parayı ödemek için söz verdi.

サムは月末に金を払うと約束した。

Ne mutlu ki, faturayı ödemek için yeterli parası vardı.

運良く彼はその請求書の支払いができるだけのお金を持ち合わせていた。

Geri almak için çok miktarda para ödemek zorunda kaldım.

私はそれを取り戻す為に多額の金を払った。

O, çiftliği için yüksek bir kira ödemek zorunda kaldı.

彼は高い農地代を払わなければならなかった。

Bu saat için en az 1,000 dolar ödemek zorunda kaldım.

私はこの時計に1000ドルも払わなければならなかった。

Böyle ıvır zıvır için bu kadar çok para ödemek cinayettir.

こんなくだらないことに多額の金を支払うとはけしからん。

- Bu defa ödeme sırası bende.
- Bu defa ödemek için sıra bende.

今度は私のおごる番です。

Son bahar tatilim sırasında yurt dışındaki gezi masraflarımı ödemek için bir restoranda iş buldum.

この春休みには、海外費用の足しにするため、レストランでアルバイトをした。

Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.

凍死しそうな乞食が手当てのため、病院に運び込まれた。だが、その乞食は治療費を清算するような金は一文も、もってなかった。