Translation of "Yürüdü" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Yürüdü" in a sentence and their italian translations:

Sürekli yürüdü.

Continuò a camminare.

Onlar yürüdü.

- Camminavano.
- Loro camminavano.
- Passeggiavano.
- Loro passeggiavano.

Tom yürüdü.

- Tom ha camminato.
- Tom ha passeggiato.
- Tom passeggiò.
- Tom camminò.

Tom eve yürüdü.

- Tom è andato a casa a piedi.
- Tom andò a casa a piedi.

O, hızla yürüdü.

- Camminava rapidamente.
- Lui camminava rapidamente.

Tom, kapıya yürüdü.

- Tom ha camminato fino alla porta.
- Tom camminò fino alla porta.

Tom hızlı yürüdü.

Tom camminava velocemente.

Tom aşağıya yürüdü.

- Tom è andato di sotto.
- Tom è andato al piano di sotto.

Tom içeride yürüdü.

- Tom entrò.
- Tom è entrato.

Tom parkta yürüdü.

Tom passeggiava attraverso il parco.

Tom, Mary'yle yürüdü.

- Tom ha camminato con Mary.
- Tom camminò con Mary.
- Tom ha passeggiato con Mary.
- Tom passeggiò con Mary.

Durmaksızın yağmurda yürüdü.

Ha continuato a camminare sotto la pioggia.

İskender Phrada'ya doğru yürüdü.

Poi Alessandro andò a Frada.

Kör adam yavaşça yürüdü.

I ciechi camminavano lentamente.

O, orman boyunca yürüdü.

- Camminò attraverso la foresta.
- Ha camminato attraverso la foresta.

Tom masasına doğru yürüdü.

- Tom si avvicinò alla scrivania.
- Tom si è avvicinato alla scrivania.

Tom gölün etrafında yürüdü.

- Tom ha passeggiato attorno al lago.
- Tom passeggiò attorno al lago.

Tom bodruma doğru yürüdü.

Tom è sceso nel seminterrato.

Tom nehir boyunca yürüdü.

Tom passeggiava lungo il fiume.

O, cadde boyunca yürüdü.

Camminava lungo la strada.

Ken koltuk değnekleriyle yürüdü.

Ken camminava con le stampelle.

Onlar kapıya doğru yürüdü.

Loro camminavano verso il cancello.

Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.

- Le forze giapponesi hanno marciato in Birmania.
- Le forze giapponesi marciarono in Birmania.

Alman askerleri Fransa'ya yürüdü.

I soldati tedeschi marciarono attraverso la Francia.

Tom mahkeme salonuna yürüdü.

Tom è andato in aula del tribunale.

Tom Mary'nin ofisine doğru yürüdü.

- Tom è entrato nell'ufficio di Mary.
- Tom entrò nell'ufficio di Mary.

Tom Mary'nin yatak odasına yürüdü.

- Tom è entrato nella camera da letto di Mary.
- Tom entrò nella camera da letto di Mary.

Tom iskelenin sonuna kadar yürüdü.

- Tom ha camminato fino alla fine della banchina.
- Tom camminò fino alla fine della banchina.

- Onların hepsi yürüdüler.
- Hepsi yürüdü.

- Hanno camminato tutti.
- Hanno camminato tutte.
- Camminarono tutti.
- Camminarono tutte.

Babası ile kol kola yürüdü.

Camminava a braccetto con suo padre.

Saguntum'a doğru yürüdü ve şehri kuşattı.

Annibale marciò verso Sagunto e assediò la città.

Yaşlı hanımefendi tepeye kadar yavaşça yürüdü.

La vecchia signora camminò lentamente fino in cima alla collina.

O, çocuklar izleyebilsin diye yavaşça yürüdü.

Camminava lentamente, in modo che i bambini sarebbero stati in grado di seguirlo.

O yavaşça yürüdü böylece çocuklar yetişebildi.

Camminava lentamente in modo che i bambini potessero seguirlo.

Mary odasına yürüdü ve kapıyı kapattı.

Mary entrò in camera sua e chiuse la porta.

Tom ön kapıya kadar Mary'yle yürüdü.

- Tom ha accompagnato Mary fino alla porta d'ingresso.
- Tom accompagnò Mary fino alla porta d'ingresso.

Kapı açıldı ve adam dışarı yürüdü.

La porta si aprì, e l'uomo uscì fuori.

Çift ay ışığında ele ele tutuşarak yürüdü.

La coppia camminava tenendosi per mano alla luce della luna.

Tom Mary'ye doğru yürüdü ve ona sarıldı.

Tom si avvicinò a Mary e l'abbracciò.

Tom birahaneye yürüdü ve bir bardak bira ısmarladı.

- Tom è entrato nel pub e ha ordinato una pinta di birra.
- Tom entrò nel pub e ordinò una pinta di birra.

7 Aralık 1815'te Paris'teki Lüksemburg Bahçelerine doğru yürüdü.

Il 7 dicembre 1815 fu condotto nei Giardini del Lussemburgo a Parigi.

Soult daha sonra güneye yürüdü ve kendisini Portekiz kralı olarak taçlandırmayı

Soult marciò quindi a sud e occupò Porto, dove iniziarono le voci secondo cui stava pensando di

Ama hızla güneye doğru yürüdü ... ve Agis ile tanıştı. Megalopolis kenti yakınlarındaki savaşta.

Ma marciò rapidamente al sud, e fronteggiò Agide nei pressi della città di Megalopoli.

- O kırmızı trafik ışığında caddenin karşısına yürüdü.
- Caddeyi kırmızı ışıkta yaya olarak geçti.

Ha attraversato la strada a piedi con il semaforo rosso.

İki ay sonra, şimdi düşman tarafından kuşatılmış olan Badajoz'u rahatlatmak için tekrar kuzeye yürüdü

Due mesi dopo, marciò di nuovo verso nord per dare il cambio a Badajoz, ora assediato dal nemico,

En büyük birliği olan Dördüncü Kolordu oldu ve Üçüncü Koalisyon'u ele geçirmek için doğuya yürüdü.

Grande Armée - e marciarono verso est per affrontare la Terza Coalizione.

Ancak Soult 20.000 adamla kuzeye yürüdü ve Badajoz'u ele geçirdi… ancak Barrosa yakınlarında bir düşman inişinin

eppure Soult marciò verso nord con 20.000 uomini, catturando Badajoz ... ma si ritirò quando ricevette la notizia