Translation of "Olağanüstü" in Italian

0.013 sec.

Examples of using "Olağanüstü" in a sentence and their italian translations:

Bu olağanüstü.

È fenomenale.

Tom olağanüstü.

Tom è straordinario.

Benzerlik olağanüstü.

- La somiglianza è inspiegabile.
- La somiglianza è innaturale.
- La somiglianza è misteriosa.

Ve hepsi olağanüstü.

e sono tutti straordinari.

Onlar olağanüstü durumlar.

- Loro sono i casi estremi.
- Sono i casi estremi.

Olağanüstü bir yerdi.

Era un posto incredibile.

Mary olağanüstü güzel.

- Mary è straordinariamente bella.
- Mary è straordinariamente carina.

Olağanüstü bir kadınsın.

Sei una donna straordinaria.

Bu olağanüstü olurdu.

Sarebbe straordinario.

Bu olağanüstü adaptasyon sayesinde...

Grazie a questo straordinario adattamento,

Olağanüstü bir şey yapmadım.

- Non ho fatto niente di eccezionale.
- Io non ho fatto niente di eccezionale.
- Non ho fatto nulla di eccezionale.
- Io non ho fatto nulla di eccezionale.

Tom olağanüstü bir kişidir.

Tom è una persona straordinaria.

Tom'un olağanüstü dereceleri var.

- Tom ha preso dei voti straordinari.
- Tom prese dei voti straordinari.

Tom olağanüstü bir adam.

Tom è un uomo straordinario.

Onun olağanüstü olduğunu düşündüm.

- Pensavo che fosse incredibile.
- Io pensavo che fosse incredibile.

Tom olağanüstü biçimde bencil.

Tom è straordinariamente egoista.

Bu olağanüstü bir yıldı.

È stato un anno straordinario.

Tom olağanüstü bir liderdi.

Tom era un leader eccezionale.

Tom olağanüstü yakışıklı idi.

Tom era straordinariamente bello.

Günlük hayattaki olağanüstü şeyleri görebilmeleri

per aiutare le persone dalle professioni più disparate

...ve bu olağanüstü dünyayı keşfedebiliyoruz.

e scoprire un mondo straordinario...

Olağanüstü mühendis ve operatörlerimiz var.

uno straordinario gruppo di ingegneri e operatori.

Kyoto olağanüstü güzel bir şehirdir.

Kyoto è una città straordinariamente bella.

IPhone olağanüstü bir cep telefonu.

- L'iPhone è un telefono cellulare straordinario.
- L'iPhone è un cellulare straordinario.

Tom olağanüstü bir basketbol oyuncusudur.

- Tom è un cestista eccezionale.
- Tom è un giocatore di basket eccezionale.
- Tom è un giocatore di pallacanestro eccezionale.

Tom olağanüstü bir iş yaptı.

- Tom ha fatto un lavoro straordinario.
- Tom fece un lavoro straordinario.

Kimliğini gizlemek için olağanüstü önlemler almıştı.

ha fatto davvero di tutto per nascondere la sua identità.

Gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

la notte presenta agli animali straordinarie sfide...

...gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

la notte presenta agli animali sfide straordinarie...

Beceriksiz adam onun olağanüstü yeteneğini kıskandı.

L'uomo maldestro invidiava il suo straordinario talento.

Onun müziğe olağanüstü bir yeteneği var.

- Ha una notevole attitudine per la musica.
- Lui ha una notevole attitudine per la musica.

Tom olağanüstü gücü olan bir atlettir.

Tom è un atleta con una forza straordinaria.

Tom olağanüstü hızı olan bir atlettir.

Tom è un atleta con una velocità straordinaria.

Bay Suzuki olağanüstü bir bilim adamıdır.

- Il signor Suzuki è uno scienziato prominente.
- Il signor Suzuki è un prominente scienziato.

Tom burada olağanüstü bir iş yaptı.

Tom ha fatto un lavoro fenomenale qui.

Genç olmasına rağmen o olağanüstü bir doktor.

Benché sia giovane, è un ottimo medico.

O hikaye gerçek olmak için çok olağanüstü.

Quella storia è troppo strampalata per essere vera.

Olağanüstü şeyler asla basit ve sıradan yollarla gerçekleşmez.

Le cose straordinarie non accadono mai in modo semplice e ordinario.

- Mary olağanüstü bir kadındı.
- Mary sıradışı bir kadındı.

Mary era una donna straordinaria.

Tom ve Mary'nin olağanüstü mutlu bir evlilikleri var.

Tom e Mary hanno un matrimonio straordinariamente felice.

Iyi olanın olağanüstü derecede kusursuz bir bebek olduğunu düşünüyordum,

pensavo che bene fosse qualche versione di un superbambino,

- Bu sıradışı.
- Bu çok nadir.
- O olağanüstü.
- Bu fevkalade.

- È straordinario.
- È straordinaria.

Ama şu var ki, bugün peşinde olduğumuz şey olağanüstü sonuçlar.

Ma quello che ci interessa qui, sono i risultati straordinari.

Soult'un olağanüstü tümen komutanları Saint-Hilaire ve Vandamme'ye çok şey borçluydu .

agli eccezionali comandanti di divisione di Soult, Saint-Hilaire e Vandamme.

Etrafına sararak olağanüstü bir pelerin oluşturdu ve aradaki küçük boşluktan bana baktı.

e se lo avvolse attorno come uno straordinario mantello e poi mi fissò da quello spazietto.

Bu kadar çabuk düşünebilmesi ve böyle ölüm kalım kararlarını alabilmesi gerçekten olağanüstü.

Come possa pensare così velocemente e prendere decisioni di vita o di morte, sì, è piuttosto incredibile.

İki yüz elli kilo, bir sumo güreşçisi için bile olağanüstü bir ağırlıktır.

Duecentocinquanta chilogrammi è un peso straordinario anche per un lottatore di sumo.

Ve bunların üstesinden gelen olağanüstü insanları incelediği için bir sonraki adım için harika bir yer olacaktır .

moonshot e le persone straordinarie che le hanno superate.