Translation of "Içindeki" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "Içindeki" in a sentence and their italian translations:

Kutunun içindeki neydi?

Cosa c'era dentro la scatola?

Paraşüt halatının içindeki iplerden

a un filo interno del paracord.

İçindeki şeyleri görüyor musunuz?

Vedi quello che c'è dentro?

İçindeki gizli hayatları ortaya çıkarabiliyoruz.

e rivelare le vite segrete che vi abitano,

Kapsül içindeki yüksek basınçla kapatıldı.

era sigillato chiuso dall'alta pressione all'interno della capsula.

En tehlikeli canavar içindeki canavardır.

La bestia più pericolosa è la bestia interiore.

Bu terkedilmiş maden, içindeki tünelin çökmesine

Questa miniera era diventata troppo pericolosa per lavorarci,

Onda olan şey hücrelerin içindeki sudur

ha acqua nelle cellule,

Bir akrebin zehir kesesinin içindeki zehri istiyorum.

Voglio il veleno della sacca dello scorpione.

Bir akrebin zehir kesesinin içindeki zehri istiyorum.

Voglio il veleno della sacca di uno scorpione.

Aşırı büyük kulaklarıyla kovuğun içindeki titreşimleri dinler.

Le orecchie sproporzionate ascoltano le vibrazioni nel legno.

Şehrin içindeki bir vahada yaşamanın kısıtları vardır.

La vita in un'oasi urbana ha i suoi limiti.

Bu canlı atmosfer içindeki dünyalıları temellendiren şeyler.

terrestri dentro quest'aria viva.

Bu on yıl içindeki en kötü fırtına.

- Questa è la tempesta peggiore degli ultimi dieci anni.
- Questa è la peggiore tempesta da dieci anni.

Rusya, bir muammanın içindeki gizemle sarılmış bir bilmece.

La Russia è una sciarada avvolta da un mistero dentro un enigma.

Dünya, içindeki büyük bir mıknatısla bir top gibidir.

La Terra è come una palla con dentro un grande magnete.

İçindeki Contractin A kasılmaya, Peditoksin ise kıvranmaya sebep oluyor.

La contractina A causa spasmi e la peditoxina causa convulsioni.

VV: Bence herkes son 10-15 sene içindeki gelişimin farkındadır.

VV: Beh, credo che tutti abbiano visto gli sviluppi degli ultimi 10-15 anni.

Yeni bir cümle, şişe içindeki bir mektup gibidir: bir gün çevrilecektir.

Una nuova frase è come una lettera in una bottiglia: verrà tradotta un giorno.

Aslında daha iyisini de yapabiliriz. Sırt çantası yerine, içindeki kuru çantayı kullanırız.

Possiamo fare anche di meglio. Invece dello zaino, uso la sacca impermeabile.

Kaynaklanan bir kıvılcımdı . Kumanda modülünün içindeki atmosfer saf oksijendi ve bu ortamda

L'atmosfera all'interno del modulo di comando era ossigeno puro e in questo ambiente anche

- Şişenin içindeki nedir?
- Şişede ne var?
- Şişenin içinde ne var?
- Şişedeki ne?

- Cosa c'è nella bottiglia?
- Che cosa c'è nella bottiglia?