Translation of "Ederler" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "Ederler" in a sentence and their italian translations:

- Bazıları tartışmaktan nefret ederler.
- Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.

- Alcune persone odiano discutere.
- Alcune persone odiano litigare.

Onlar bize yardım ederler.

- Ci aiutano.
- Loro ci aiutano.

Kediler sudan nefret ederler.

- I gatti odiano l'acqua.
- I gatti detestano l'acqua.

Sincaplar çabuk hareket ederler.

Gli scoiattoli si muovono rapidamente.

Korku filmlerinden nefret ederler.

- Odiano i film dell'orrore.
- Loro odiano i film dell'orrore.

Kadınlar Tom'dan nefret ederler.

Le donne odiano Tom.

Onlar böceklerden nefret ederler.

- Odiano gli insetti.
- Loro odiano gli insetti.

Kediler ıslanmaktan nefret ederler.

I gatti odiano bagnarsi.

Umarım bunu kabul ederler.

- Spero che lo accettino.
- Spero che la accettino.

Develer neden atlardan nefret ederler?

Perché i cammelli odiano i cavalli?

Kuğular buradan Florida'ya göç ederler.

I cigni migrano da qui alla Florida.

Papağanlar insanların sözlerini taklit ederler.

I pappagalli imitano le parole degli umani.

Çocuklar sıklıkla ıspanaktan nefret ederler.

I bambini spesso odiano gli spinaci.

Hayvanlar içgüdülerine göre hareket ederler.

- Gli animali agiscono secondo i loro istinti.
- Gli animali si comportano secondo i loro istinti.

Onlar her zaman şikâyet ederler.

Si lamentano sempre.

Onlar Cadılar bayramından nefret ederler.

- Odiano Halloween.
- Loro odiano Halloween.

Onun gibi öğrencileri kabul ederler.

Accettano studenti come lui.

Sık sık birbirlerine yardım ederler.

- Si aiutano spesso a vicenda.
- Loro si aiutano spesso a vicenda.

Bazı erkekler bacaklarını tıraş ederler.

Alcuni uomini si depilano le gambe.

Ancak çoğu zaman hızlı hareket ederler.

ma più spesso si muovono velocemente.

Bazıları her şeyi bildiklerini iddia ederler.

Alcuni pretendono di sapere tutto.

Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.

Gli interpreti mediano tra culture differenti.

Çocuklar can sıkıcı öğretmenlerden nefret ederler.

I bambini odiano gli insegnanti irritanti.

Onlar atlara ateş ederler, değil mi?

- Sparano ai cavalli, vero?
- Loro sparano ai cavalli, vero?

- Birbirlerinden nefret ederler.
- Birbirlerinden nefret ediyorlar.

- Si odiano a vicenda.
- Loro si odiano a vicenda.

Tanrılar kendilerine yardım edenlere yardım ederler.

Gli dei aiutano quelli che si aiutano.

Tom ve Mary birbirlerinden nefret ederler.

- Tom e Mary si odiano a vicenda.
- Tom e Mary si detestano.

Kiskadee sinek avcısı kuşun sesini taklit ederler.

Imita il suono del Kiskadì maggiore.

Rekabeti takdir ederler ve etkili iletişimi severler.

Apprezzano la competizione, amano una comunicazione efficace.

Genel olarak, müşteriler miktarı kaliteye tercih ederler.

In generale, i consumatori preferiscono la quantità alla qualità.

Rehber köpekler görme özürlü insanlara yardım ederler.

I cani guida aiutano le persone cieche.

Bazı insanlar her şeyi bildiklerini iddia ederler.

Alcuni pretendono di sapere tutto.

Bütün insanlar doğal olarak birbirlerinden nefret ederler.

Tutti gli uomini si odiano a vicenda in maniera naturale.

- Onlar örümceklerden nefret eder.
- Örümceklerden nefret ederler.

- Odiano i ragni.
- Loro odiano i ragni.

İnsanlar genellikle yüksek fiyatlar hakkında şikayet ederler.

- Le persone spesso si lamentano dei prezzi alti.
- La gente spesso si lamenta dei prezzi alti.

Buza karşı yollara müdahale ederler ya? Kum kullanırlar.

Come quando c'è il ghiaccio sulla strada. Usano la sabbia.

Fakat beslenmelerini korkunç bir yöntemle takviye ederler. Etçildirler.

Ma hanno un modo macabro per integrare la propria dieta. Sono piante carnivore.

Erkek çocuklar sık sık spor kahramanlarını taklit ederler.

I ragazzi imitano spesso i loro eroi dello sport.

Ben kedileri çok severim. Onlar beni deli ederler.

Amo tanto i gatti. Mi fanno impazzire.

Çocuklar anne ve babalarından çok arkadaşlarını taklit ederler.

I bambini imitano i loro amici piuttosto che i loro genitori.

Çoğu İtalyan evlenene kadar aileleriyle yaşamaya devam ederler.

- Molti italiani continuano a vivere con i loro genitori fino a quando non si sposano.
- Molti italiani continuano a vivere con i loro genitori finché non si sposano.
- Molti italiani continuano ad abitare con i loro genitori fino a quando non si sposano.
- Molti italiani continuano ad abitare con i loro genitori finché non si sposano.

Bu sırada İtilaf kuvvetleri Alman Togoland Kolonisini ilhak ederler

assediano la colonia tedesca di Togoland (l'ordierno Togo)

Bazı kreoller resmi bir statü elde ederler, örn.Malezya'daki gibi.

Certi creoli ottengono uno stato ufficiale, per esempio come in Malesia.

Tom ve Mary hemen hemen her gün kavga ederler.

- Tom e Mary litigano quasi tutti i giorni.
- Tom e Mary litigano quasi ogni giorno.