Translation of "Düşmanın" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "Düşmanın" in a sentence and their italian translations:

Kale düşmanın ellerindeydi.

La fortezza era nelle mani del nemico.

Tom senin düşmanın.

- Tom è il tuo nemico.
- Tom è il suo nemico.
- Tom è il vostro nemico.

Düşmanın ateşine maruz bırakıldılar.

Loro erano esposti al fuoco nemico.

Düşmanın telsiz iletişimlerini izlediler.

Loro controllavano le comunicazioni radio del nemico.

Düşmanın Tom'u öldürdüğünü düşündüm.

Pensavo che il nemico avesse ucciso Tom.

Düşmanın yaklaşmasına izin vermeyin.

Non lasciare che il nemico si avvicini.

Senin çok düşmanın var.

- Hai molti nemici.
- Tu hai molti nemici.
- Ha molti nemici.
- Lei ha molti nemici.
- Avete molti nemici.
- Voi avete molti nemici.

Tom senin düşmanın değil.

- Tom non è tuo nemico.
- Tom non è suo nemico.
- Tom non è vostro nemico.

Ben senin düşmanın değilim, Tom.

- Non sono tuo nemico, Tom.
- Io non sono tuo nemico, Tom.
- Non sono tua nemica, Tom.
- Io non sono tua nemica, Tom.

Mareşal Murat'tan düşmanın kaçmasına izin verecek

maresciallo Murat che avrebbero permesso al nemico di scappare.

Onlar düşmanın yaklaştığını görünce alarm çaldılar.

Diedero l'allarme quando hanno visto avvicinarsi il nemico.

- Senin düşmanın kim?
- Sizin düşmanınız kim?

- Chi è il tuo nemico?
- Chi è il suo nemico?
- Chi è il vostro nemico?

Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.

Ci aspettavamo dove il nemico avrebbe attaccato.

Ancak, Bautzen'de düşmanın kanadına düşme planı ters gitti.

Ma il piano per lui di cadere sul fianco del nemico a Bautzen è andato storto.

Shevardino'daki bir başka ileri seviye düşmanın ilerlemesini ertelemesi bekleniyor.

Un altro ridotto in avanti a Shevardino avrebbe dovuto ritardare l'avanzata del nemico.

Bunun gibi düşmanın tam önünde gerçekleştirilen bir yeniden konuşlandırma yüksek riskliydi

Un immenso rischieramento come questo, proprio davanti al nemico, era altamente rischioso.

Düşmanın avcılarının bazıları geldi ... Bana boş yere ateş ettiler ve beni özlediler,

Alcuni dei ricognitori nemici giunsero lì... mi spararono a bruciapelo, e mi mancarono,

...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.

è fin troppo facile non notare l'avvicinarsi del nemico. Potrebbe essere l'occasione migliore per la leonessa.