Translation of "Bırakır" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Bırakır" in a sentence and their italian translations:

Beni bırakır mısın?

- Mi abbandoneresti?
- Tu mi abbandoneresti?
- Mi abbandonereste?
- Voi mi abbandonereste?
- Mi abbandonerebbe?
- Lei mi abbandonerebbe?

Kapıyı açık bırakır mısın?

Lascerai la porta aperta?

O seni nefessiz bırakır.

Ti toglie il fiato.

O onları nerede bırakır.

- Dove li lascia?
- Dove le lascia?

O beni nerede bırakır?

Dove mi lascia?

O onu nerede bırakır?

Dove lo lascia?

O seni nefes nefese bırakır.

Ti toglie il fiato.

Onu fethettiğin yabancıların koruması altında bırakır.

lasciandolo sotto la protezione degli stranieri che avete conquistato.

Tom her zaman bisikletini kirli bırakır.

Tom lascia sempre la sua bicicletta sporca.

O, uyurken pencereyi hep açık bırakır.

- Lascia sempre la finestra aperta quando dorme.
- Lui lascia sempre la finestra aperta quando dorme.

Bizi bir dakika yalnız bırakır mısın?

- Ti dispiacerebbe lasciarci soli per un minuto?
- Ti dispiacerebbe lasciarci sole per un minuto?
- Vi dispiacerebbe lasciarci soli per un minuto?
- Vi dispiacerebbe lasciarci sole per un minuto?
- Le dispiacerebbe lasciarci soli per un minuto?
- Le dispiacerebbe lasciarci sole per un minuto?

Tebeşirden nefret ederim. Elinde toz bırakır.

Odio il gesso, ti lascia della polvere sulle mani.

Tom kirli bulaşıkları çoğunlukla lavaboda bırakır.

- Tom lascia spesso i piatti sporchi nel lavandino.
- Tom lascia spesso dei piatti sporchi nel lavandino.

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

le giornate si allungano e l'oscurità cede il passo alla luce.

O her zaman uyurken pencereyi açık bırakır.

- Lascia sempre la finestra aperta quando dorme.
- Lui lascia sempre la finestra aperta quando dorme.

Sorularımı bir soru ile cevaplamayı bırakır mısın?

- La smetterai di rispondere alle mie domande con una domanda?
- La smetterà di rispondere alle mie domande con una domanda?
- La smetterete di rispondere alle mie domande con una domanda?

Tom her zaman kirli bulaşıkları lavaboya bırakır.

Tom lascia sempre i piatti sporchi nel lavandino.

Pediseller derinize yapışıp çok güçlü bir zehir bırakır.

le pedicellarie si attaccano alla pelle e iniettano il potente veleno.

Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.

Appena espelle le uova, i maschi rilasciano una nuvola di sperma.

15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.

Appena deporrà le sue 15 uova, dovrà tornare da dove è venuta.

- Beni yalnız bırakabilir misin?
- Beni yalnız bırakır mısın?

- Puoi lasciarmi da solo?
- Puoi lasciarmi da sola?
- Può lasciarmi da solo?
- Può lasciarmi da sola?
- Potete lasciarmi da solo?
- Potete lasciarmi da sola?

Bu tavuk neredeyse her gün bir yumurta bırakır.

Questa gallina fa un uovo quasi ogni giorno.

En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.

dove l'escursione tra alta e bassa marea raggiunge anche i 16 metri. Con il ritrarsi della marea, si formano delle pozze tra le rocce.