Translation of "Dair" in Hungarian

0.014 sec.

Examples of using "Dair" in a sentence and their hungarian translations:

Kim olduğumuz hissine dair yabancılaşır

Lezárjuk magunkban az önmagunkról kialakított képet,

Niçin seçildiğime dair fikrim yok.

Fogalmam sincs, miért engem választottak.

Öldürüleceğime dair bir olasılık var.

Van bizonyos valószínűsége annak, hogy az életembe fog kerülni a dolog.

Onun kovulduğuna dair söylentiler var.

Az a hír kapott szárnyra, hogy kirúgták.

O, içmeyeceğine dair yemin etti.

Megesküdött, hogy felhagy az ivással.

Kanserimi eteri yağlarla nasıl iyileştireceğime dair

Kaptam egy rakás kéretlen tanácsot arról,

Benim gibilerin iş yapmadığına dair uyarmıştı.

hogy a hozzám hasonlóknak nincs sikere Hollywoodban.

Nasıl işlediğine dair fikirlerimizi ortaya çıkardı.

és a jogrendszer működéséről.

Doğuştan daha üstün olduğuna dair görüşler

felsőbbrendű más csoportnál,

Ufukta, yağmur yağacağına dair belirtiler var.

A horizonton közelgő eső jelei látszanak.

Fiziğe dair bakışımızın biraz değişmesi gerek.

Fizikafelfogásunk némi változtatásra szorul.

Ve siyahiliğe dair hiçbir duygu yok.

és a feketeség érzése teljesen hiányzik.

Yağmur yağacağına dair bir önsezim var.

- Úgy sejtem, hogy esni fog.
- Van egy előérzetem, hogy esni fog.

Onun kim olduğuna dair fikrim yok.

- Fogalmam sincs, hogy az kicsoda.
- Fogalmam sincs, ki az.

Kazanacağımıza dair iyi bir şans var.

Jó esély van arra, hogy győzni fogunk.

Onun gelmeyeceğine dair bir risk var.

Fennáll a veszélye, hogy nem jön el.

Ne olacağına dair hiçbir fikrim yok.

Fogalmam sincs, mi fog történni.

Bunu yapacağına dair bana söz verdin.

- Megígérted, hogy megcsinálod.
- A szavadat adtad, hogy megcsinálod.

- Tom'un Fransızca konuşmayı bildiğine dair hiçbir fikrim yoktu.
- Tom'un Fransızca bildiğine dair hiçbir fikrim yoktu.

Fogalmam sem volt róla, hogy Tom tud franciául.

Her zaman düşüş olduğuna dair kendinizi kandırırsınız.

bármikor képesek vagyunk hanyatlást vizionálni.

Hem de umuda dair neden teşkil ediyor.

és reményt ad!

Geleceğe dair deniz seviyesi yükselme kavrayışımız iyi

A várható tengerszint emelkedésről vannak ismereteink,

Var olduğuna dair çok açık kanıtlarımız var.

Valós megnyilvánulásai vannak

Onun seçileceğine dair iyi bir olasılık var.

Jó esély van rá, hogy ő rá esik a választás.

Tanrı'nın var olduğuna dair kanıtın var mı?

Van bizonyítékod arra, hogy Isten létezik?

Fransızca konuşmayı bilmediğine dair hiçbir fikrim yoktu.

Fogalmam sem volt róla, hogy nem beszélsz franciául.

Tom'un orada olmayacağına dair bir şans var.

Van esély rá, hogy Tom nem lesz ott.

Ne hakkında konuştuğuna dair bir ipucun yok.

Fogalmad sincs, miről beszélsz.

Burada Boston'da olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.

Fogalmam sem volt róla, hogy Bostonban vagy!

Nerede olduğumuza dair bir fikrin var mı?

Van valami elképzelésed arról, hogy hol vagyunk?

Sen bana onlara bakacağına dair söz verdin.

- A szavát adta, hogy vigyáz rájuk.
- A szavadat adtad, hogy vigyázol rájuk.
- Megígérte nekem, hogy törődik velük.
- Megígérted nekem, hogy törődsz velük.

İçimde burada olacağına dair bir his vardı.

Azt éreztem, hogy itt kellene lenned.

Onu kimin yaptığına dair hiçbir fikrim yok.

Fogalmam sincs, hogy ezt ki tette.

Ihtişamlı olduğuna dair yeni bir değerlendirme ile ayrılırsınız.

újfajta csodálattal térnek majd haza.

Fakat kadın vücuduna dair tıbbi cehalet devam ediyor.

Ám az orvostudomány továbbra sem érti a női testet.

Bu sebeple, bilişsel özgürlüğe dair haklara ihtiyacımız var.

Ezért van szükség a kognitív szabadság jogára.

Şu anda nerede olduğuna dair bir fikrim yok.

Fogalmam sincs, hogy hol van jelenleg.

Aptalca bir şey söylemeyeceğine dair bana söz ver.

Ígérd meg nekem, hogy nem mondasz semmi hülyeséget.

Tom'un beni görmek istediğine dair bir mesaj aldım.

Kaptam egy üzenetet, hogy Tom látni akar.

Daha önce burada bulunduğuma dair bir hisse sahibim.

Van egy olyan érzésem, hogy már jártam itt ezelőtt.

Neyin yanlış olduğuna dair bir fikrin var mı?

Van valami elképzelésed arról, hogy mi a baj?

Aptalca bir şey yapmayacağına dair bana söz ver.

Ígérd meg nekem, hogy nem csinálsz semmi hülyeséget!

Onun ne olduğuna dair bir fikrin var mı?

Van bármi ötleted, hogy mi volt az?

O zamanı olmadığına dair şikayet etmeye devam ediyor.

Állandóan arról panaszkodik, hogy nincs ideje.

Bunun ne hakkında olduğuna dair hiçbir fikrim yok.

Fogalmam sincs, miről van itt szó.

Yarın yağmur yağacağına dair yüksek bir olasılık var.

Nagy a valószínűsége, hogy holnap esni fog.

Tom hiçbir şey söylemeyeceğine dair Mary'ye söz verdi.

Tom megígérte Marinak, hogy semmit nem fog elmondani.

Bunu neden yapmamamız gerektiğine dair hiçbir sebep görmüyorum.

Semmilyen okát nem látom, hogy miért ne kellene azt megtennünk.

Hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu.

senki sem merte megvitatni az eseményeket velem.

Video oyunlarının kendilerine kattıklarına ve bir topluluk olmaya dair

azzal kapcsolatban, hogy mit kapnak a számítógépes játékoktól,

İçimde Tom'un başının dertte olduğuna dair bir his vardı.

Olyan érzésem volt, hogy Tomi bajban van.

Onun ne hakkında konuşuyor olduğuna dair hiçbir fikrim yok.

- Fogalmam sincs, miről beszél.
- Sejtelmem sincs, miről beszél.

Bunu toplantıya kadar yapamayacağıma dair zayıf bir ihtimal var.

Kicsi az esélye, hogy eljutok az értekezletre.

Bilgisayarımın nasıl çalıştığına dair en ufak bir fikrim yok.

Halvány lila gőzöm sincs, hogy működik a számítógépem.

Ben insanım, insana dair hiçbir şey bana yabancı olamaz.

Ember vagyok, nem idegen tőlem semmi emberi.

Tom'un olay sırasında başka yerde olduğuna dair kanıtı yok.

Tominak nincs alibije.

Bu sorunu nasıl çözebileceğimize dair hiç fikrin var mı?

Van valami ötleted arra, hogyan tudjuk ezt a problémát megoldani?

Onu nasıl yapacağına dair hiçbir fikrin yok değil mi?

Fogalmad sincs, hogy kell csinálni, igaz?

Kutuda ne olduğuna dair herhangi bir fikrin var mı?

Van valami elképzelésed arról, hogy mi van a dobozban?

Tom ve Mary birlikte geleceğe dair planları hakkında tartıştı.

Tom és Mary megbeszélték a jövőbeli terveiket.

Tom bunu yapamayacağıma dair benimle otuz dolarına bahse girdi.

Tom harminc dollárba fogadott velem, hogy nem tudom megcsinálni.

İçimde Fransızcamın çok fazla gelişmediğine dair bir his var.

Az az érzésem, hogy a franciám nem sokat javul.

İçimde Fransızcamın daha iyiye gitmediğine dair bir his var.

Az az érzésem, hogy a francia tudásom nem sokkal lett jobb.

O, ona her şeyin yolunda olduğuna dair güvence verdi.

Biztosította, hogy minden rendben van.

Onu hatalı olduğuna dair ikna edebileceğin hiç olası değil.

Kicsi az esélye, hogy meg tudod győzni valaha is arról, hogy nincs igaza.

Tom ne kadar hoş göründüğüne dair Mary'ye iltifat etti.

Tom megdicsérte Maryt, hogy milyen jól néz ki.

Tom'un neden yardım ettiğine dair bir fikriniz var mı?

Van valami elképzelésed, miért segített Tomi?

Bize kimin yardım edebileceğine dair bir fikriniz var mı?

Van ötleted, hogy ki tudna segíteni nekünk?

Bunu neden yapmamız gerektiğine dair hiçbir bir sebep görmüyorum.

Semmilyen okot nem látok arra, hogy miért kéne azt megtennünk.

Neye ihtiyacım olduğuna dair en ufak bir fikrin yok.

- Neked fogalmad sincs róla, hogy mi kell nekem!
- Neked halvány elképzelésed sincsen, hogy nekem mire van szükségem!
- Sejtésed sincs, mi kell nekem!

Hiç deneyimlemediğimiz onca hayata dair hangi birimiz bir şey biliyoruz?

Vajon mit tudhatunk azokról a dolgokról, melyeket nem tapasztaltunk meg?

Bu teknolojinin neler yapabileceğine dair üç örnek daha vermek istiyorum.

Hadd mutassak még három példát, hogy mit tud ez a technológia.

Fizikçilerin bunun ne olabileceğine dair bir sürü sağlam fikri var,

A fizikusoknak zseniális ötleteik vannak, hogy mi lehet,

Bunu bir daha asla yapmayacağına dair kendi kendine söz verdi.

Megesküdött, hogy soha nem teszi többet.

Onun ne kadar tehlikeli olduğuna dair bir fikrin var mı?

Van róla fogalmad, hogy az milyen veszélyes?

Tom'un bir eşcinsel olduğuna dair seninle yüz dolar bahse girerim.

Lefogadom száz dollcsiba, hogy Tomi homár!

Burada bu kadar çok insan olacağına dair hiçbir fikrim yoktu.

Nem gondoltam, hogy annyi ember lesz itt.

Tom'un bana neden kızgın olduğuna dair bir fikrin var mı?

Van valami ötleted, miért haragszik rám Tamás?

Bunun arkasında kim olduğuna dair herhangi bir fikrin var mı?

Van valami elképzelésed arról, ki áll emögött?

Kusursuz bir karar verdiğinizi gerçekten bildiğinize dair size bir söz veremem

Nem ígérhetem, hogy igazán tudhatják, a helyes döntést hozták-e meg,

Ve nerede olduğumuz ve ne gördüğümüze dair anlayışımızı da yeniden şekillendiriyor.

átszabja gondoltainkat a világban elfoglalt helyünkről és meglátásainkat.

Senin çok iyi bir avukat olacağına dair içimde bir his var.

Van egy olyan érzésem, hogy nagyon jó ügyvéd leszel.

Bu geceki partiye kaç kişinin geldiğine dair herhangi bir fikrin var mı?

Van valami elképzelésed, hányan jönnek este a partira?

- Tom'un kim olduğu hakkında hiç fikrim yok.
- Tom'un kim olduğuna dair bir fikrim yok.

Fogalmam sincs róla, hogy Tom kicsoda.

İnsanlar senin Fransızcanın ne kadar iyi olduğuna dair iltifat etmeyi bıraktığında Fransızcanın iyi olduğunu biliyorsun.

Akkor fogod tudni, hogy jó a francia nyelvtudásod, amikor az emberek már nem dícsérnek, milyen jól tudod már a franciát.

- Büyük ihtimalle Tom bu öğleden sonra burada olacak.
- Tom'un orada olacağına dair bir şans var mı?

Van arra bármi esély, hogy Tom ott lesz?