Translation of "Barış" in Hungarian

0.009 sec.

Examples of using "Barış" in a sentence and their hungarian translations:

Barış için yol yoktur. Barış yoldur.

- A békéhez nincs út, a béke az út.
- A békéhez nem létezik út, a béke az út.
- A békének nincs útja; a béke maga az út.

Onlar barış istiyor.

- Békére vágynak.
- Békét akarnak.

Hepimiz barış diledik.

Mi mindannyian békét akartunk.

Barış içinde gelirim.

Békével jöttem.

Barış seninle olsun.

- Béke veled!
- Béke legyen veled!

- Biz barış için can atıyoruz.
- Barış burnumuzda tütüyor.

Békére vágyunk.

Onlar barış için istekliler.

Békére vágynak.

Güvercin bir barış sembolüdür.

A galamb a béke szimbóluma.

Dünyadaki herkes barış ister.

A világon mindenki békére vágyik.

Bütün ulus barış istiyor.

Az egész ország békét akar.

Onlar barış içinde yaşarlar.

Békében élnek.

Onlar barış içinde yaşadı.

Békében éltek.

Siyasette barış var mı?

Létezik-e béke a politikában?

Herkes kalıcı barış istiyor.

Mindenki állandó békét akar.

Barış yemek masasında başlar.

A béke az ebédlőasztalnál kezdődik.

Ve barış için birlikte çalışarak

együtt dolgozva velük a békéért,

Biz barış için dua ediyoruz.

Békéért imádkozunk.

Ve böylece isyancılarla barış görüşmelerini başlattım.

Béketárgyalásokba kezdtem tehát a felkelőkkel,

Barış aktivisti olan teröriste bir bakın.

Gondoljunk csak a terroristára, aki békeaktivista lett.

Hiçbir şey barış kadar önemli değildir.

Semmi sem olyan fontos, mint a béke.

Daimi barış, illüzyondan başka bir şey değildir.

Az örök béke nem más, mint illúzió.

- Biz barış içinde yaşarız.
- Huzur içinde yaşıyoruz.

Békében élünk.

Bütün dinler barış istiyor, savaş isteyen diğerleridir.

Minden vallás a békét óhajtja, mások azok, akik háborút akarnak.

Ama Alexander barış anlaşması yapmayı reddedince Fransız ordusu

És amikor Sándor nem volt hajlandó tárgyalni, a francia hadseregnek egy hosszú visszavonulást kellett tennie

Napolyon, Rus İmparatorun barış için masaya oturacağından emindi

Napóleon várt, és biztos benne, hogy Sándor végül tárgyalni fog.

Ben de "Savaş ve Barış"ı hiç okumadım.

Én sem olvastam a Háború és békét.

Savaş bir iştir. Barış olmaması hiç de şaşırtıcı değil.

A háború üzlet. Nem is csoda, hogy sosincs béke.

Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de

Egyik lehetőség a háborúk megszüntetésére és a béke megteremtésére:

Başarısızlık için her iki taraf diğerini suçladığı için barış görüşmeleri tekrar başarısız oldu.

A béketárgyalások ismét kudarcot vallottak, s ezért a kudarcért mindkét fél a másikat okolta.