Translation of "Taksiye" in German

0.005 sec.

Examples of using "Taksiye" in a sentence and their german translations:

- Bir taksiye binelim.
- Taksiye binelim.

- Lass uns ein Taxi nehmen.
- Komm, wir fahren mit dem Taxi.

Taksiye bindim.

Ich stieg ins Taxi.

Taksiye binebilirdik.

Wir hätten uns ein Taxi nehmen können.

Bir taksiye binelim.

Lass uns ein Taxi nehmen.

Taksiye binmeleri gerekmiyordu.

Sie hätten nicht mit dem Taxi zu fahren brauchen.

Ben taksiye bindim.

Ich stieg ins Taxi.

Bir taksiye binelim mi?

- Sollen wir mit dem Taxi fahren?
- Sollen wir ein Taxi nehmen?

Taksiye binmede biraz zorlandım.

Ich hatte ein wenig Schwierigkeiten, ein Taxi zu bekommen.

Niçin bir taksiye binmiyoruz?

- Warum nehmen wir uns nicht ein Taxi?
- Warum fahren wir nicht mit dem Taxi?

Hepsi derhal taksiye bindi.

Sie stiegen alle sofort ins Taxi.

Neden bir taksiye binmiyorsun?

- Warum nimmst du kein Taxi?
- Warum nehmen Sie kein Taxi?
- Warum fährst du nicht mit dem Taxi?
- Warum fahren Sie nicht mit dem Taxi?
- Warum fahrt ihr nicht mit dem Taxi?

Bir taksiye ihtiyacım var.

Ich brauche ein Taxi.

O bir taksiye bindi.

Sie nahm ein Taxi.

Bir taksiye ihtiyacım var!

Ich brauche ein Taxi!

- Taksiye bindi çünkü yağmur yağıyor.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindi.

Sie nimmt ein Taxi, weil es regnet.

Taksiye binmektense, yürümeyi tercih ederim.

Ich laufe lieber, als ein Taxi zu nehmen.

Bir taksiye binmene gerek yoktu.

- Du hättest nicht mit dem Taxi zu fahren brauchen.
- Sie hätten nicht mit dem Taxi zu fahren brauchen.
- Ihr hättet nicht mit dem Taxi zu fahren brauchen.

Tom'un bir taksiye ihtiyacı var.

Tom braucht ein Taxi.

Burada bir taksiye binebilir miyim?

Krieg ich hier ein Taxi?

Tom bir taksiye binmek zorunda.

Tom musste sich ein Taxi nehmen.

Tom'un taksiye ödeyecek parası yoktu.

- Tom hatte kein Geld, um ein Taxi zu bezahlen.
- Tom hatte kein Geld zum Bezahlen eines Taxis.

İstasyonun önünde bir taksiye bindim.

Ich habe mir vor dem Bahnhof ein Taxi genommen.

Yağmur yağdığı için bir taksiye bindim.

Ich nahm ein Taxi, weil es regnete.

Yürümek taksiye binmekten daha hızlı olacaktır.

Es ist schneller zu Fuß als mit dem Taxi.

İstasyondan evine kadar bir taksiye biner.

Sie fährt mit dem Taxi vom Bahnhof nach Hause.

Otobüs geç kaldığı için taksiye bindim.

Ich nahm mir ein Taxi, da der Bus Verspätung hatte.

Yürümektense bir taksiye binmeyi tercih ederim.

Ich würde lieber ein Taxi nehmen als zu Fuß gehen.

Geç kalmayalım diye bir taksiye bindik.

- Wir nahmen ein Taxi, um nicht zu spät zu kommen.
- Wir nahmen uns ein Taxi, um uns nicht zu verspäten.

Halkımız fırına gitmek için taksiye binmez.

Unsere Menschen fahren nicht mit dem Taxi zum Bäcker.

Otobüs çok kalabalıktı. Keşke bir taksiye binseydim.

Der Bus war völlig überfüllt. Ich wünschte, ich hätte mir ein Taxi genommen.

- Nerede bir taksiye binebilirim?
- Nerede taksi bulabilirim?

Wo kann ich ein Taxi kriegen?

Taksiye binmek yerine otobüsle gitmek daha ekonomik.

Eine Busfahrt ist preisgünstiger als eine Taxifahrt.

Oraya zamanında varmak için bir taksiye bindim.

Ich nahm ein Taxi, um rechtzeitig dorthin zu kommen.

O, istasyona gitmek için bir taksiye bindi.

Er nahm ein Taxi zum Bahnhof.

Otobüs geç kaldığı için, bir taksiye bindim.

Da der Bus Verspätung hatte, nahm ich mir ein Taxi.

Tom istasyona gitmek için bir taksiye bindi.

Tom nahm ein Taxi zum Bahnhof.

O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.

Er nahm ein Taxi zum Krankenhaus.

O, bir taksiye ihtiyacım olup olmadığını sordu.

Sie fragte, ob ich ein Taxi brauche.

Buraya yakın bir yerde taksiye binebilir miyim?

Kann ich hier in der Nähe ein Taxi bekommen?

O, treni kaçırmamak için bir taksiye bindi.

Er nahm ein Taxi, um seinen Zug nicht zu verpassen.

Bu şehirde bir taksiye binmek çok zor.

Es ist sehr schwer, ein Taxi in dieser Stadt zu bekommen.

Tren istasyonuna gitmek için bir taksiye binerim.

- Ich nehme ein Taxi zum Bahnhof.
- Ich nehme mir ein Taxi, um zum Bahnhof zu fahren.

- İstasyondan otele taksi tuttum.
- İstasyondan otele gitmek için taksiye bindim.
- İstasyondan otele kadar bir taksiye bindim.

Ich nahm ein Taxi vom Bahnhof zum Hotel.

Bizi istasyona götürmesi için bir taksiye ihtiyacımız vardı.

Wir mussten mit dem Taxi zum Bahnhof fahren.

- Bir taksiye binme sorunum vardı.
- Taksi bulmakta zorlandım.

Ich hatte Schwierigkeiten, ein Taxi zu bekommen.

Sen sarhoşsun, Tom. Taksiye bin. Biz eve gidiyoruz.

Du bist betrunken, Tom. Los, ab ins Taxi! Wir fahren heim.

Acelem olduğu için bir taksiye binmek zorunda kaldım.

- Weil ich in Eile war, musste ich ein Taxi nehmen.
- Weil ich es eilig hatte, musste ich mit dem Taxi fahren.

- O, hastaneye giden bir taksiye bindi.
- O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.
- O, hastaneye gitmek için bir taksi tuttu.

Sie nahm ein Taxi zum Krankenhaus.

Bob son treni kaçırdı ve bir taksiye binmek zorunda kaldı.

Bob verpasste den letzten Zug und musste mit dem Taxi fahren.

- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindim.

Ich habe ein Taxi genommen, weil es regnete.

Buradan otele yürüyerek gitmek çok uzaktır. Daha iyisi bir taksiye binmek.

Es ist zu weit zu Fuß von hier zum Hotel. Fahren Sie lieber mit dem Taxi.

Tom son treni kaçırdı ve eve gitmek için taksiye binmek zorunda kaldı.

Tom verpasste den letzten Zug und musste mit dem Taxi nach Hause fahren.

Haftada bir ya da iki kez tren istasyonuna gitmek için taksiye binerim.

Ein oder zwei Mal in der Woche fahre ich mit dem Taxi zum Bahnhof.

Yoğun yağış bütün trenlerin durmasına sebep olduğu için bir taksiye binmek zorunda kaldım.

Ich musste mit dem Taxi fahren, weil der starke Regen die Züge zum Stillstand brachte.

- Tom'un bir taksi tutmasına gerek yoktu. O yürüyebilirdi.
- Tom'un bir taksiye binmesine gerek yoktu. Yürüyebilirdi.

- Tom hätte sich kein Taxi zu nehmen brauchen. Er hätte auch laufen können.
- Tom hätte nicht mit dem Taxi fahren müssen. Er hätte zu Fuß gehen können.

Biz otobüs bekledik fakat o otuz dakikadan daha fazla süre geç kalmıştı, bu yüzden bir taksiye bindik.

Wir warteten auf den Bus. Da der jedoch über eine halbe Stunde Verspätung hatte, nahmen wir uns ein Taxi.