Translation of "Ormana" in German

Ormana dönemem.

Ich kann nicht in den Urwald zurückgehen.

Ormana girdiler.

Sie betraten den Wald.

Onlar ormana girdiler.

Sie gingen in den Urwald hinein.

Pekâlâ, ormana doğru ilerleyeceğiz.

Gehen wir bergabwärts Richtung Wald.

Ve ormana bırakılıyor. Gubbi'ye gelince...

und dann im Dschungel freigelassen. Und Gubi...

Tom koşarak ormana geri geldi.

Tom lief zurück in den Wald.

Onlar ormana yakın bir köyde yaşıyorlardı.

Sie lebten in einem Dorf nahe einem Wald.

Köpek bir tavşanı ormana kadar kovaladı.

Der Hund verfolgte ein Kaninchen in den Wald.

Kız ormana gitti ve mantar aradı.

Das Mädchen ging in den Wald und suchte Pilze.

Sizden çöpünüzü ormana atmamanızı rica ediyoruz.

Wir bitten Sie, Ihre Abfälle nicht in den Wald zu werfen.

Kız mantar aramak için ormana gitti.

Das Mädchen ging in den Wald, um Pilze zu suchen.

Burada kalıp aşağıya inerek ormana mı ulaşalım?

Oder bleiben wir im Freien und gehen weiter nach unten in den Wald?

Hava karardıktan sonra ormana gitmekten kaçınmaya çalışıyorum.

Ich versuche es zu vermeiden, im Dunkeln in den Wald zu gehen.

Şamanizm'e göre eski Türkler bir yabancı ormana girerken

Nach dem Schamanismus betraten die alten Türken einen fremden Wald

Tom ve Maria, mantar toplamak için ormana gittiler.

Tom und Maria gingen in den Wald, um Pilze zu sammeln.

Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.

Wenn es das Wetter erlaubt, werden sie in den Wald gehen, um Pilze zu sammeln.

Tom yeni otopark bariyeri yapmak istediği için baltayı aldı ve ormana ağaç kesmeye gitti.

Tom nahm die Axt und ging zum Baumschlag in den Wald; denn er wollte einen neuen Schlagbaum bauen.

Bir kurnaz avcı, Christopher Columbus bir zamanlar kırmızı bir başlık giydi ve ormana gitti. Şüphesiz, o büyük kötü kurdu cezbetti, onu yakaladı, ve bağıran kurdu gemisine geri götürdü.

Trickreicher Jäger, der er war, setzte Christoph Columbus einmal ein rotes Käppchen auf und ging in den Wald. Und wirklich lockte er so den großen bösen Wolf an, ergriff ihn und schleifte das kreischende Tier mit sich zu seinem Schiff.