Translation of "Buzdolabında" in German

0.032 sec.

Examples of using "Buzdolabında" in a sentence and their german translations:

O, buzdolabında.

- Es ist im Kühlschrank.
- Sie ist im Kühlschrank.
- Er ist im Kühlschrank.

Süt buzdolabında.

Die Milch ist im Kühlschrank.

Karpuz buzdolabında.

Die Wassermelone ist im Kühlschrank.

Buzdolabında süt var.

Im Kühlschrank ist Milch.

Buzdolabında et kalmadı.

Es ist kein Fleisch mehr im Kühlschrank.

Buzdolabında yiyecek var.

Es ist Essen im Kühlschrank.

Buzdolabında bira var.

Im Kühlschrank steht ein Bier.

Buzdolabında ne var?

Was ist im Kühlschrank?

- Buzdolabında hiçbir şey kalmadı.
- Buzdolabında hiçbir şey kalmamıştı.

Im Kühlschrank blieb nichts über.

Buzdolabında hiçbir şey kalmamıştı.

Im Kühlschrank war nichts übrig.

Buzdolabında bir şişe var.

Dort im Kühlschrank ist eine Flasche.

Gıda maddelerini buzdolabında saklıyoruz.

Wir bewahren die Lebensmittel im Kühlschrank.

Buzdolabında sadece tereyağım var.

Ich habe nur Butter im Kühlschrank.

Buzdolabında kaç yumurta var?

Wie viele Eier sind im Kühlschrank?

Buzdolabında daha fazla tereyağ yok.

Es ist keine Butter mehr im Kühlschrank.

Buzdolabında hâlâ biraz krema var.

Im Kühlschrank gibt es noch etwas Sahne.

Buzdolabında çok az yiyecek var.

Im Kühlschrank gibt es eine Kleinigkeit zum Essen.

Buzdolabında bir miktar süt kaldı.

Es ist noch etwas Milch im Kühlschrank.

Buzdolabında sadece bir yumurta kaldı.

Im Kühlschrank ist nur noch ein Ei übrig.

Buzdolabında içecek bir şey var mı?

Ist etwas zu trinken im Kühlschrank?

Buzdolabında çok daha fazla sütümüz var.

Wir haben noch viel mehr Milch im Kühlschrank.

Buzdolabında başka bir şey var mı?

Ist sonst noch etwas im Kühlschrank?

Buzdolabında sadece bir şişe bira vardı.

Es war nur eine Flasche Bier im Kühlschrank.

Tom'un buzdolabında yiyecekten çok içki var.

Tom hat mehr Alkohol als Essen in seinem Kühlschrank.

Buzdolabında çok daha fazla biramız var.

Wir haben noch viel mehr Bier im Kühlschrank.

Buzdolabında bir şişe beyaz şarap var.

Im Kühlschrank steht eine Flasche Weißwein.

Yemeği buzdolabında saklamazsanız, kısa sürede bozulmaya başlar.

Diese Speise wird bald zu faulen beginnen, falls Sie sie nicht in einem Kühlschrank aufbewahren.

Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?

Ist im Kühlschrank irgendwas zu trinken?

Tom Mary'ye buzdolabında hiçbir şey olmadığını söyledi.

Tom sagte Maria, dass der Kühlschrank leer sei.

Yazın et çabuk kötü olur, eti buzdolabında saklamalısın.

Im Sommer wird Fleisch schnell schlecht; du musst es im Kühlschrank aufbewahren.

- Buzdolabında biraz süt var.
- Dolapta biraz süt var.

Es gibt Milch im Kühlschrank.

Süpermarketler şimdi kapalı, bu yüzden buzdolabında kalanlarla yetinmek zorunda kalacağız.

Die Supermärkte sind nun geschlossen, so müssen wir etwas aus dem machen, was im Kühlschrank zurückgelassen wurde.

- Yazın et çabuk kötü olur, eti buzdolabında saklamalısın.
- Yazın et çok çabuk bozulur; dolapta muhafaza etmelisin.

Im Sommer wird Fleisch schnell schlecht; du musst es im Kühlschrank aufbewahren.