Translation of "Başladık" in German

0.004 sec.

Examples of using "Başladık" in a sentence and their german translations:

Konuşmaya başladık.

Wir begannen zu sprechen.

- Tekrar buradayız.
- İşte yine başladık.
- Yine başladık.

Hier sind wir wieder.

Dolayısıyla çalışmaya başladık.

Wir haben mit dem Bauen begonnen.

Ama artık başladık.

Aber jetzt gibt es kein Zurück mehr.

Konuşma oyununa başladık.

Da reden wir mit unseren Kindern und hören ihnen zu.

Az önce başladık.

- Wir haben gerade erst losgelegt.
- Wir haben gerade erst angefangen.

Biz zaten başladık.

- Wir haben schon begonnen.
- Wir haben schon angefangen.

Biz yürümeye başladık.

Wir gingen los.

Biz henüz başladık.

Wir haben gerade angefangen.

Biz öpüşmeye başladık.

Wir fingen an, uns zu küssen.

Saat altıda başladık.

Wir haben um sechs angefangen.

Gerçekten yavaş başladık.

Wir haben wirklich langsam angefangen.

Oturup yemeğe başladık.

Wir setzten uns und fingen an zu essen.

- Başladık!
- Haydi bismillah!

Auf los geht's los!

Bunları inşa etmeye başladık.

haben wir angefangen,

Ciddi bir konuşmaya başladık.

Wir begannen eine ernsthafte Unterhaltung.

Nisan ayında çalışmaya başladık.

Wir haben diese Arbeiten im April begonnen.

Gazeteleri geri dönüştürmeye başladık.

Wir haben begonnen, Zeitungen zu recyclen.

Biz güneş doğmadan önce başladık.

Wir brachen vor Sonnenaufgang auf.

Biz yeni bir proje üzerinde başladık.

Wir begannen an einem neuen Projekt zu arbeiten.

O, fıkrayı anlattığında biz gülmeye başladık.

Wir begannen zu lachen, als er den Witz erzählte.

Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

Wir standen früh auf und machten uns dran, das Haus zu putzen.

Orada burada bir kenara bırakılmış şeyleri toplamaya başladık.

Von hier und da sammelten wir nicht mehr verwendete Dinge

20 öğrenciyle başladık. Şimdi 200'den fazla var.

Wir fingen mit 20 Schülern an. Jetzt haben wir über 200.

Her ikimiz de hemen hemen aynı anda gülümsemeye başladık.

Wir fingen beide fast gleichzeitig an zu lächeln.

Türk Tarih Kurumu sayesinde ise biz artık tarihimizi öğrenmeye başladık

Dank der Türkischen Historischen Gesellschaft haben wir begonnen, unsere Geschichte zu lernen.

Radyo önümüzdeki deprem hakkında bizi uyardı ve eşyalarımızı toplamaya başladık.

Im Radio warnte man uns vor dem bevorstehenden Erdbeben und wir begannen unsere Sachen zusammenzusuchen.

Küçük kız kardeşimin elini yakaladım ve ardından ikimiz koşmaya başladık.

Ich fasste meine kleine Schwester an der Hand, und wir liefen beide los.

Ben küçük kız kardeşimin elini tuttum ve ikimiz koşmaya başladık.

Ich fasste meine kleine Schwester an der Hand, und wir liefen beide los.

Tom'la konuşmaya başladık ve ona hiçbir belirsizliğe yer bırakmaksızın nasıl davranacağını söyledik.

Wir haben uns Tom vorgeknöpft und ihm unmissverständlich zu verstehen gegeben, wie er sich zu benehmen hat.

Biz evi iki ay önce inşa etmeye başladık ve bir yıl içinde bitireceğiz.

Wir haben vor zwei Monaten begonnen, das Haus zu bauen und werden es innerhalb eines Jahres beenden.