Translation of "Aklıma" in German

0.042 sec.

Examples of using "Aklıma" in a sentence and their german translations:

Aklıma şey geldi

Mir fiel etwas ein

Aklıma bir fikir geldi:

Und da kam mir ein Gedanke:

Onun sözleri aklıma geldi.

Ich erinnerte mich an seine Worte.

Aklıma bir fikir geldi.

Ich kam auf einen Gedanken.

Bu hiç aklıma gelmezdi.

Das ist mir nie in den Sinn gekommen.

Aklıma iyi bir fikir geldi.

- Eine gute Idee kam mir in den Kopf.
- Mir kam ein guter Gedanke.

Tom'un gelmeyeceği hiç aklıma gelmedi.

Ich kam nie auf die Idee, dass Tom nicht kommen würde.

Aklıma harika bir fikir geldi.

Mir ist eine tolle Idee eingefallen.

Onu görünce dedem aklıma gelir.

Wenn ich ihn sehe, denke ich an meinen Großvater.

Aklıma aptalca bir fikir geldi.

Mir kam ein törichter Einfall in den Sinn.

Bu artık aklıma gelmiyor bile.

Ich denke nicht einmal mehr daran.

Aklıma tuhaf bir şey geldi.

Mir ist etwas Absonderliches aufgefallen.

Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmedi.

Ich hätte nie gedacht, dass ich das sagen würde.

Ama aklıma geldi bak mutlaka deneyeceğim

Aber es kam mir in den Sinn, ich werde es auf jeden Fall versuchen

Birdenbire, aklıma iyi bir fikir geldi.

Mir kam plötzlich eine gute Idee.

Tom'un gerçeği söylemeyebileceği hiç aklıma gelmedi.

Mir kam nie der Gedanke, dass Tom nicht die Wahrheit sagen könnte.

Onun doğru adam olduğu aklıma geldi.

Mir kam der Gedanke, dass er der richtige Mann war.

Dün aklıma parlak bir fikir geldi.

Gestern kam mir ein guter Einfall in den Sinn.

Onunla her karşılaşmamda, babam aklıma geliyor.

Immer wenn ich ihn sehe, muss ich an meinen Vater denken.

Sadece aklıma cazip bir fikir koydun.

Du hast mir gerade einen verlockenden Gedanken eingegeben.

Bu resim, öğrencilik günlerimi aklıma getirdi.

Das Bild erinnert mich an die Zeit meines Studiums.

- Kolej günlerimin anılarını hatırlarım.
- Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.
- Üniversite günlerimin hatıraları aklıma geliyor.

Erinnerungen an meine Studentenzeit kommen mir in den Sinn.

Bir süre sonra aklıma bir şey geldi.

Eine Weile später kam ich wieder darauf.

Ben İpek Yolu'nu ziyaret etmeyi aklıma koydum.

Ich habe große Lust, die Seidenstraße zu bereisen.

Böyle bir şey söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi.

Es würde mir nie einfallen, so etwas zu sagen.

Aklıma gelmişken sana bir şey söylemek zorundayım.

Übrigens, ich muss dir etwas erzählen.

O zaman benim aklıma şöyle bir soru geliyor

dann kommt mir eine Frage in den Sinn

Yaptığım şeyin yasa dışı olabileceği hiç aklıma gelmedi.

Ich bin nicht darauf gekommen, dass was ich getan habe vielleicht illegal ist.

Oh, aklıma gelmişken, sana gösterecek bir şeyim var.

Oh, es gibt da übrigens etwas, was ich dir zeigen muss!

- O hiç aklımdan geçmedi.
- O hiç aklıma gelmedi.

Es kam mir nie in den Sinn.

Sadece aklıma kendiliğinden gelen birkaç ismi not düşüyorum.

Ich schreibe nur einige Namen auf, die mir spontan einfallen.

Parslarla ilgili tek bir olumlu şehir efsanesi aklıma gelmiyor.

Mir fällt keine positive Großstadtlegende über Leoparden ein.

Mısır pramitleri deyince benim aklıma ilk şu soru geliyor

Wenn ich Mais-Pramits sage, kommt mir die erste Frage in den Sinn

Aklıma gelmişken, o zamandan beri ondan haber aldın mı?

Übrigens, haben Sie seither etwas von ihr gehört?

Testere pullu engerekler, Maharashtra'nın Ratnagiri bölgesinde geçirdiğimiz zamanı aklıma getiriyor.

Bei Gemeinen Sandrasselottern denke ich an unsere Zeit im Ratnagiri-Distrikt in Maharashtra.

Tom ve Mary'yi görünce aklıma hep Tom ve Jerry geliyor.

Immer wenn ich Tom und Maria sehe, kommen mir Tom und Jerry in den Sinn.

Tom'u beklerken belki de Mary'yi davet etmemem gerektiği aklıma geldi.

Indes ich auf Tom wartete, kam mir der Gedanke, dass ich Maria vielleicht besser nicht eingeladen hätte.

- Bu şarkıyı dinlerken Tom'u düşünüyorum.
- Bu şarkıyı duyunca aklıma Tom geliyor.

Wenn ich dieses Lied höre, muss ich an Tom denken.

- Aklıma iyi bir fikir geldi.
- Benim iyi bir fikrim var.
- İyi bir fikrim var.

- Ich habe eine gute Idee.
- Ich hatte eine gute Idee.

Çok tuhaf! Mantıklı bir şeyler yazmam gerekiyor fakat aklıma mantık dahilinde hiçbir şey gelmiyor.

Das ist kurios! Ich soll etwas Gescheites schreiben und mir fällt nichts Gescheites ein.

- Bu arada ödevini yaptın mı?
- Aklıma gelmişken, ödevini yaptın mi?
- Söz açılmışken, ödevini yaptın mı?

Übrigens, hast du deine Hausaufgaben gemacht?