Translation of "Aklı" in German

0.003 sec.

Examples of using "Aklı" in a sentence and their german translations:

Aklı başındayım.

Ich habe Hausarrest.

Aklı başında değil.

Er hat den Verstand verloren.

Tom aklı başında değil.

Tom ist nicht gesund.

Aklı başında biri bunu yapmaz.

Kein normaler Mensch täte das.

- O aklı başında biri.
- Onun kafası çalışıyor.

Er ist ein kluges Köpfchen.

O mutfakta düştüğünden beri aklı başında değil.

Seit sie in der Küche gefallen ist, ist sie geistig nicht mehr ganz da.

- Tom aklı başında biridir.
- Tom sağduyu sahibidir.

- Tom ist ein kluges Köpfchen.
- Tom ist ein schlauer Kopf.

Onun aklı bir aktris olma hayalleri ile doludur.

- Ihre Gedanken sind voll von Träumen, eine Schauspielerin zu werden.
- Ihre Gedanken sind voll von Träumen, Schauspielerin zu werden.

Aklı başında hiç kimse gece şu ormanda yürümez.

- Niemand, der recht bei Sinnen ist, würde nachts in diesem Wald spazieren gehen.
- Niemand, der bei Verstand ist, liefe des Nachts in jenem Wald herum.

- Tom'un aklı hep başındadır.
- Tom hiç kontrolünü kaybetmez.

Tom verliert nie den Kopf.

Tom böyle bir şey yapmayacak kadar aklı başında biri.

Tom ist klug genug, nichts Derartiges zu tun.

Saf ve iyi niyetli bir adamdı bilmezdi öyle aklı kötülüğe çalışmazdı

Er war ein reiner und gut gemeinter Mann, er würde es nicht wissen, sein Verstand würde nicht böse wirken.

Rousseau çılgın ama etkiliydi; Hume aklı başında ama hiç takipçisi yoktu.

Rousseau war verrückt aber einflussreich, Hume war vernünftig aber hatte keine Nachfolger.

Bu çılgın dünyada aklı başında olmayı istemek bile başlı başına bir çılgınlıktır.

In einer irrsinnigen Welt vernünftig sein zu wollen, ist wiederum ein Irrsinn für sich.

Anlaşılması yeterince basit bir evren onu anlayabilecek bir aklı üretemeyecek kadar çok basittir.

Jedes Universum, das einfach genug ist, um verstanden zu werden, ist zu einfach, um einen Geist hervorzubringen, der es versteht.