Translation of "Televizyonun" in French

0.003 sec.

Examples of using "Televizyonun" in a sentence and their french translations:

Televizyonun karşısında uyudum.

J'ai dormi devant la télé.

Cüzdanın televizyonun üstünde.

Ton porte-monnaie est sur le poste de télévision.

- Televizyonu kısın.
- Televizyonun sesini kıs.
- Televizyonun sesini kısın.

Baisse le son de la télé.

Televizyonun fişini kim çekti?

Qui a débranché la télé ?

Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar.

Les novateurs pensent en dehors du système.

Televizyonun sesini kısabilir misin?

Est-ce que tu pourrais baisser le volume de la télé ?

Bütün gününü televizyonun önünde geçirmemelisin.

- Tu ne devrais pas passer toute la journée devant la télé !
- Vous ne devriez pas passer toute la journée devant le poste !

Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?

- Pensez-vous que la télévision fasse du mal aux enfants ?
- Penses-tu que la télévision fasse du mal aux enfants ?

Televizyonun da bazı dezavantajları olduğu doğrudur.

- C'est vrai que la télévision a quelques inconvénients.
- C'est vrai que la télévision a aussi certains désavantages.

Televizyonun rengini şu butonu döndürerek ayarlayabilirsin.

Tu peux ajuster la couleur sur la télé en tournant ce bouton.

- TV'nin çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun?
- Televizyonun çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun?
- Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?

- Pensez-vous que la télévision fasse du mal aux enfants ?
- Penses-tu que la télévision fasse du mal aux enfants ?

Geçen gece, gerçekten, açık televizyonun karşısında uyuyacak kadar çok yorgundum.

La nuit dernière, j'étais tellement fatigué que je me suis endormi avec la télé allumée.