Translation of "Koyun" in French

0.008 sec.

Examples of using "Koyun" in a sentence and their french translations:

İyi koyun.

Gentil mouton !

İyi koyun!

Gentil mouton !

Yazılı olarak koyun.

- Mets ça par écrit.
- Mettez ça par écrit.
- Écris-le.

Arabayı garaja koyun.

Mets la voiture au garage.

Hayvanları kafese koyun.

Mets les animaux dans une cage.

Kitabı yerine koyun.

Remettez le livre où il était.

Koyun kürkü kabarıktır.

Le pelage des moutons est duveteux.

Çöpü dışarı koyun.

Sors les poubelles !

- Bana bir koyun çiz.
- Bana bir koyun çizin.

- Dessine-moi un mouton.
- Dessine-moi un mouton...

Değerli eşyalarınızı kasaya koyun.

- Mets tes objets de valeur dans le coffre.
- Mettez vos objets de valeur dans le coffre.

Biraz daha şeker koyun.

Mets un peu plus de sucre.

Koyun bize yün verir.

Les moutons nous fournissent la laine.

Çocukların alamayacağı yere koyun.

Mettez-le hors de portée des enfants.

Kitabı masanın üzerine koyun.

Mets le livre sur le bureau.

Kırsalda altı koyun vardı.

Il y avait six moutons dans le champ.

Sözcükleri alfabetik sıraya koyun.

Rangez les mots par ordre alphabétique.

Kitabı alt rafa koyun.

- Pose le livre sur l'étagère du bas.
- Pose le livre sur l'étagère inférieure.
- Posez le livre sur l'étagère du bas.
- Posez le livre sur l'étagère inférieure.

Tom bir koyun çiftçisi.

Tom est un éleveur de moutons.

Bir koyun sürüsü gördüm.

- Je vis un troupeau de moutons.
- J'ai vu un troupeau de moutons.

Termometreyi kolunuzun altına koyun.

- Mets le thermomètre sous ton bras.
- Mettez le thermomètre sous votre bras.

Bana bir koyun çiz...

Dessine-moi un mouton...

Çöp kutularını dışarıya koyun.

Sors les poubelles !

Dağ yamaçlarında birkaç koyun eğilimi,

s'occupant de quelques moutons sur les pentes de la montagne,

Lütfen bagajınızı bu teraziye koyun.

Veuillez placer vos bagages sur cette balance.

Bir oğlan koyun sürüsünü güdüyordu.

Un garçon conduisait un troupeau de moutons.

Islak şemsiyenizi bu çantaya koyun.

Veuillez mettre votre parapluie mouillé dans ce sac.

Düğünden sonra elbiseyi kutuya koyun.

Mettez la robe dans la boîte après le mariage.

Yumurtaları kaynar suyun içine koyun.

Mettez les œufs dans l'eau bouillante.

Havuzun üzerine bir plastik tabak koyun

mettre une plaque en plastique sur la piscine

Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.

Mettez un morceau de sucre dans mon café, s'il vous plaît.

İki koyun bir kurt tarafından öldürüldü.

Deux moutons ont été tués par un loup.

Biz de inek ve koyun yetiştirebileceğiz.

Nous serons également en mesure d'élever des vaches et des moutons.

Ayakkabıların ıslak. Onları ateşin yakınına koyun.

Tes chaussures sont mouillées. Pose-les près du feu.

Onu kağıt bir torba içine koyun.

Mets-le dans un sac en papier.

Deneyimlerime dayanarak koyun yakalamanın kolay olmadığını biliyorum.

Mais je sais qu'attraper un mouton n'est pas toujours facile.

Isınmak için koyun yakalamayı denemek istiyorsunuz demek?

On va tenter d'attraper un mouton pour se réchauffer.

Sakıncası yoksa, bu kitapları masamın üstüne koyun.

Posez ces livres sur mon bureau, si ça ne vous dérange pas.

- Bana bir içecek!
- Bana bir içki koyun.

- Verse-moi un verre !
- Versez-moi un verre !

Evde bir koyun bakamayız. Bununla ne yapmalıyız?

Nous ne pouvons pas garder un mouton à la maison. Qu'en ferions-nous ?

İnsanlar diktatörü koyun sürüsü gibi takip ettiler.

Le peuple suivait le dictateur comme un troupeau de moutons.

Somunu vidalamadan önce ona bir pul koyun.

Avant de visser l'écrou, placez-y une rondelle.

- Kitapları kitaplığa koyun.
- Kitapları kitap dolabına koy.

Mets les livres dans la bibliothèque.

Onların bizi koyun gibi katletmelerine izin veremeyiz.

Nous ne pouvons pas nous laisser abattre comme des moutons.

Sığır etini koyun etinden daha çok severim.

J'aime le bœuf plus que le mouton.

Ve onu koyun derisi veya kağıdın içine sardılar,

l'ont entourée de ficelle, de peau de mouton, de papier

- Kaleminizi aşağı koyun.
- Kaleminizi bırakın.
- Kaleminizi yere bırakın.

- Dépose ton crayon.
- Posez vos crayons.

Madem böyle bir şeyden korkuyorsunuz parola koyun olsun bitsin

Si vous avez peur d'une telle chose, mettez le mot de passe, que ce soit fini.

- Bana bir koyun resmi çizin.
- Bana bir kuzu çiz!

Dessine-moi un mouton !

Bir kapta şeker ve mısır nişastasını çırpın. Bir kenara koyun.

Fouetter le sucre et la fécule de maïs dans un bol. Réserver.

- Fotokopi makinesine biraz kağıt koy.
- Fotokopi makinesine biraz kağıt koyun.

Mettez du papier dans la photocopieuse.

Peynir, inek, keçi, koyun, ve diğer memelilerin sütlerinden yapılan bir katı gıdadır.

Le fromage est un aliment solide fabriqué à partir du lait de vache, de chèvre, de mouton, et d'autres mammifères.

Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.

Garde-moi un morceau de ce mouton. J'ai très envie de manger un morceau de viande.