Translation of "Hayvanları" in French

0.013 sec.

Examples of using "Hayvanları" in a sentence and their french translations:

Hayvanları besleme.

- Ne nourrissez pas les animaux.
- Ne donnez pas à manger aux animaux.

Hayvanları severim.

- J'adore les animaux.
- J'aime les animaux.

- O hayvanları sever.
- O, hayvanları sever.

Il aime les animaux.

- Hayvanları kafeslerinden sal.
- Hayvanları kafeslerinden azat et.

Libérez les animaux des cages.

Peki, hayvanları düşünelim,

Si on observe les animaux,

O, hayvanları sever.

Il aime les animaux.

Hayvanları kafese koyun.

Mets les animaux dans une cage.

Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.

Les visiteurs ne sont pas autorisés à nourrir les animaux.

O hayvanları sever.

Il adore les animaux.

Hayvanları öldürmekten korktum.

J'ai peur de tuer les animaux.

Ben hayvanları sevmem.

Je n'aime pas les animaux.

Tom hayvanları seviyor.

Tom aime les animaux.

Çocuklarım hayvanları sever.

Mes enfants aiment les animaux.

Tanıdığım herkes hayvanları seviyordu

Tous les gens autour de moi aimaient les animaux,

En küçük hayvanları bile.

Même les plus minuscules.

O, hayvanları çok seviyor.

Elle adore les animaux.

İnsanlar hayvanları istismar etmemeli.

Les gens ne devraient pas maltraiter les animaux.

Ben kümes hayvanları yemem.

Je ne mange pas de volaille.

- Bu işaret "Hayvanları beslemeyin." diyor.
- Bu işaret diyor ki: "Hayvanları beslemeyin!"

Ce panneau indique : « Ne pas donner à manger aux animaux ! »

Karnizm, çiftlik hayvanları ile ilgili

Le carnisme s'appuie sur un jeu de défenses

Hayvanat bahçesindeki hayvanları bile sattılar.

ils ont même vendu les animaux du zoo.

Aslanlar diğer hayvanları yiyerek yaşarlar.

Les lions mangent d'autres animaux.

Mike hayvanları çok fazla severdi.

Mike aimait beaucoup les animaux.

Atlar hariç tüm hayvanları sever.

Il aime tous les animaux à l'exception des chevaux.

Onların doğal yırtıcı hayvanları yok.

- Ils n'ont pas de prédateurs naturels.
- Elles n'ont pas de prédateurs naturels.
- Ils n'ont aucun prédateur naturel.
- Elles n'ont aucun prédateur naturel.

Bu işaret "Hayvanları beslemeyin." diyor.

Ce panneau indique : « Ne pas donner à manger aux animaux ! »

Benim çocuklarım hayvanları gerçekten seviyor.

Mes enfants adorent les animaux.

Bizim çocuklar gerçekten hayvanları sever.

Nos enfants adorent les animaux.

Bu hayvanları kafesten serbest bırakmalısın.

- Tu devrais libérer les animaux de leur cage.
- Vous devriez libérer ces animaux de leur cage.

Hayvanları acı çekerken görmeye dayanamıyorum.

Je ne supporte pas de voir des animaux souffrir.

İnsanlara öğretmek için hayvanları kullanırım.

Je me sers des animaux pour instruire les hommes.

Tam bir banliyö çocuğuydum, hayvanları seviyordum

Mais j'étais un garçon de banlieue, j'adorais les animaux,

Bu gibi ailelere, hayvanları barınaklara götürüp

Je conseille à ces familles d'emmener leur animal dans un refuge

Yavaş yavaş tüm hayvanları önemsemeye başlıyorsun.

Avec le temps, on s'attache à tous les animaux.

Bu işaret diyor ki: "Hayvanları beslemeyin!"

Ce panneau indique : « Ne pas donner à manger aux animaux ! »

Istakozlar bir deniz hayvanları sınıfına aittir.

Les homards appartiennent à une catégorie d'animaux marins.

O hayvanları insanlardan daha çok sever.

Il aime les animaux davantage que les hommes.

Hayvanları seviyorum. Mesela kedi ve köpekleri.

J'aime les animaux, les chats et les chiens, par exemple.

O yılanlar gibi garip hayvanları seviyor.

Il aime les animaux étranges, comme les serpents.

- Bazı insanlar evcil hayvanlar olarak nadir bulunan hayvanları beslerler.
- Bazı insanlar egzotik hayvanları evcil hayvan olarak beslerler.
- Kimileri egzotik hayvanları evcil hayvan olarak besler.
- Kimi insanlar acayip hayvanları evcil hayvan edinirler.

Certaines personnes possèdent des animaux rares comme animaux de compagnie.

Yılanların, küçük hayvanları ve kuşları büyülediği söylenir.

On dit que les serpents hypnotisent les petits animaux et les oiseaux.

O, örneğin yılanlar gibi garip hayvanları seviyor.

Il aime les animaux étranges comme les serpents, par exemple.

Hareket eden tembel hayvanları dikkatle izleyerek saatler geçirdim.

J'ai passé de nombreuses heures hypnotisée par des paresseux en déplacement.

Vahşi hayvanları evcil hayvanlar olarak tutmak yasal değil.

Garder des animaux sauvages comme animaux domestiques est illicite.

Pekâlâ, bu küçük hayvanları yakalamak için tasarlanmış bir tuzak.

Le piège que je fabrique est fait pour attraper les petits animaux.

Ve onları evimizdeki hayvanları sevdiğim kadar koşulsuz bir şekilde severdim.

et je les aimais tous autant que nos animaux à la maison.

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

Le piège que je fabrique est fait pour attraper les petits animaux.

Doğanın en ölümcül hayvanları ve sürüngenleriyle de karşı karşıya kalacağız.

on a aussi affaire aux animaux et reptiles les plus dangereux du monde.

Kuşatma sırasında, hayvanat bahçesi hayvanları düzenli olarak restoran menülerine düştüler.

Au cours du siège, des animaux du zoo finissaient fréquemment sur les menus des restaurants.

Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER

Elles forcent les animaux à trouver de nouvelles façons de vivre la nuit. DES VILLES QUI NE DORMENT PAS

Son teknoloji kameralar, Dünya'nın en ikonik bazı hayvanları hakkında bildiklerimizi değiştiriyor.

Les caméras de pointe bouleversent notre compréhension de certaines des créatures les plus emblématiques du monde,

İnsanlar büyük olan ve bir adı olan hayvanları daha çok önemserler.

Les gens ont davantage de compassion pour les animaux qui sont gros et qui ont un nom.