Translation of "şapkasını" in French

0.005 sec.

Examples of using "şapkasını" in a sentence and their french translations:

Şapkasını çıkardı.

- Il retira son chapeau.
- Il a retiré son chapeau.

Çocuk şapkasını düzeltti.

Le garçon ajusta sa casquette.

O şapkasını bulamıyor.

Il ne retrouve pas son chapeau.

O, şapkasını bulamıyor.

- Elle n'arrive pas à trouver son chapeau.
- Elle ne parvient pas à trouver son chapeau.

Tom şapkasını kaybetti.

Tom a perdu son chapeau.

O, şapkasını taktı.

Elle a mis son chapeau.

O, şapkasını giydi.

- Il mit son chapeau.
- Il a mis son chapeau.

O, şapkasını kaldırdı.

Il a levé son chapeau.

Tom şapkasını çıkarmadı.

- Tom ne retira pas son chapeau.
- Tom n'enleva pas son chapeau.

Onun şapkasını sevmiyorum.

Je n'aime pas son chapeau.

Tom şapkasını çıkardı.

Tom retira son chapeau.

Biri şapkasını bıraktı.

Quelqu'un a oublié son chapeau.

O şapkasını takmayı sürdürdü.

Il garda son chapeau sur la tête.

O, kocasının şapkasını fırçaladı.

Elle a brossé le chapeau de son mari.

Nazikçe şapkasını kaldırarak eğildi.

Il s'est poliment incliné, enlevant son chapeau.

Rüzgar onun şapkasını uçurdu.

Le vent lui souffla son chapeau.

Onun şapkasını gördüğünde güldü.

Elle a ri à la vue de son chapeau.

Şapkasını giymiş olarak odaya geldi.

Elle est entrée dans la pièce avec son chapeau.

Şapkasını indirdi ve kibarca eğildi.

Il baissa son chapeau et s'inclina poliment.

O beni gördüğünde şapkasını kaldırdı.

Il leva son chapeau quand il me vit.

O, şapkasını bir çiviye astı.

Il a suspendu son chapeau à un clou.

Tom'a şapkasını nereden aldığını sor.

Demande à Tom où il a acheté son chapeau.

Napolyon ünlü şapkasını yere attı öfkeyle.

Napoléon, célèbre pour avoir jeté son chapeau au sol avec fureur.

O, dışarı çıkmak için şapkasını giydi.

Elle mit son chapeau pour sortir.

Şapkasını kaybetti ama onu hemen buldu.

Elle a perdu son chapeau, mais l'a retrouvé aussitôt.

Tom şapkasını kaybetti, ve yeni bir tane almak zorunda olduğunu hissetti.

Tom a perdu sa casquette et il sentait qu'il devait en acheter une nouvelle.