Translation of "Zirvesine" in English

Dağın zirvesine tırmandı.

- He climbed to the peak of the mountain.
- He climbed to the summit of the mountain.

Mt.Fuji'nin zirvesine tırmandım.

I climbed to the top of Mt. Fuji.

Dağın zirvesine erişmek zordur.

Access to the mountaintop is difficult.

Yürüyüşçü dağın zirvesine ulaştı.

The hiker has reached the top of the mountain.

O, dağın zirvesine tırmandı.

- He climbed to the peak of the mountain.
- He climbed to the summit of the mountain.

Sonunda dağın zirvesine ulaştık.

- Finally, we reached the top of the mountain.
- We finally reached the top of the mountain.

Öğleye kadar tepenin zirvesine varırız.

We'll make the summit of the hill by noon.

Sonunda Fuji dağının zirvesine ulaştık.

We finally reached the top of Mt. Fuji.

Hiç kimse dağın zirvesine ulaşamadı.

No one has been able to reach the top of the mountain.

Kitadake Dağı'nın zirvesine tırmanmak istiyorum.

I want to climb to the peak of Mount Kitadake.

Biz şafakta tepelerin zirvesine ulaştık.

We reached the top of the hills at dawn.

Tepenin zirvesine kadar yürümeye ne dersin?

How about walking to the top of the hill?

Everest Dağı'nın zirvesine ilk olarak kim ulaştı?

Who first reached the summit of Mt. Everest?

Bu eski arabanın tepenin zirvesine gideceğini sanmıyorum.

- I don't think this old car will make it to the top of the hill.
- I don't think that this old car will make it to the top of the hill.

- Sonunda dağın tepesine ulaştılar.
- Nihayet dağın zirvesine vardılar.

At last, they reached the top of the mountain.

Biz tepenin zirvesine ulaşmadan önce motor iflas etti.

The motor died before we got to the top of the hill.

Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.

After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.

Bir canavar dağın zirvesine yakın bir kayanın üzerinde yatıyordu.

A monster lay on a rock near the top of the mountain.

Biz tepenin zirvesine vardığımızda rüzgar daha da sert esti.

The wind blew even harder when we reached the top of the hill.

Dağın zirvesine ulaşmayı başardılar, ama geri inerken bir kaza geçirdiler.

They succeeded in reaching the mountain summit, but had an accident when coming back down.

Dağın zirvesine varmak için hâlâ yarıdan fazla gidecek yolumuz var. Gerçekten çok yorgun musunuz?

We still have more than halfway to go to get to the top of the mountain. Are you really already exhausted?

1953 yılında, Sir Edmund Hillary ile Tenzing Norgay Sherpa, Everest'in zirvesine ayak basan ilk insanlar oldular.

In 1953, Sir Edmund Hillary and Tenzing Norgay Sherpa became the first people ever to summit Mt. Everest.