Translation of "Zil" in English

0.006 sec.

Examples of using "Zil" in a sentence and their english translations:

Zil çalıyor.

The bell is ringing.

Zil çaldı.

The buzzer sounded.

Zil çaldı mı?

Has the bell rung?

Zil henüz çalmadı.

- The bell has not rung yet.
- The bell hasn't rung yet.

Nihayet zil çaldı.

Finally, the bell rang.

Zil beni uyandırdı.

The doorbell woke me up.

- Dersin sonunda zil çalar.
- Zil, dersin sonunu duyurur.

The bell announces the end of the classes.

Zil öğle saatinde çalar.

The bell rings at noon.

Zil çaldığında TV izliyorduk.

We were watching TV when the bell rang.

Zil saat sekizde çalar.

- The bell rings at eight.
- The bell rings at 8:00.

Telefon zil çalmayı durdurdu.

The phone stopped ringing.

O zil zurna sarhoş.

He's shit-faced drunk.

Zil çalar çalmaz kalktık.

As soon as the bell rang, we got up.

Butona bastığımda zil çaldı.

When I pressed the button, the bell rang.

O zil zurna sarhoştu.

He was as drunk as a lord.

Tom zil çaldığında uyuyordu.

Tom was asleep when the doorbell rang.

Zil çalar çalmaz gideceğim.

I will leave as soon as the bell rings.

Zil çaldığında seyirciler koltuklarına oturdular.

When the bell rang, the audience took their seats.

Zil çaldığında öğretmen dersi sonlandırdı.

When the bell rang, the teacher ended the class.

Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.

The bell had already rung when I got to school.

Tom zil çaldıktan sonra geldi.

Tom arrived after the bell rang.

Çalan bir zil sesi duydum.

I heard the sound of a ringing bell.

O, zil çaldıktan sonra geldi.

He arrived after the bell rang.

Bir zil sesi tarafından uyandırıldım.

I was roused by the sound of a bell.

Tom telefonundaki zil sesini değiştirdi.

Tom changed the ringtone on his phone.

Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.

I ran to school, but the bell had already rung.

Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.

No sooner had the bell rung than the teacher came into the classroom.

John, zil çalar çalmaz ayağa fırladı.

John jumped to his feet the moment the bell rang.

Zil çaldı ve tren hareket etti.

The bell rang and the train moved off.

Zil çaldığında, öğretmen sınıfını paydos etti.

The teacher dismissed his class when the bell rang.

Zil çaldıktan beş dakika sonra geldi.

He came five minutes after the bell had rung.

Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa girdi.

As soon as the bell rang, the teacher came into the classroom.

Cep telefonumun zil sesini nasıl değiştiririm?

How do I change my cell phone's ringtone?

Zil çaldığında ben tam gitmek üzereydim.

I was just about to go out, when the bell rang.

Zil çalar çalmaz, Tom kapıya yöneldi.

As soon as the bell rang, Tom headed for the door.

Zil çaldığında tam banyo yapmak üzereydi.

She was just about to take a bath when the bell rang.

- Zil yine çaldı.
- Çan yine çaldı.

The bell rang again.

Öğretmen zil çaldıktan sonra sınav kağıtlarını dağıttı.

The teacher gave out the test papers after the bell rang.

Öğretmen dersi bitirdikten hemen sonra zil çaldı.

- Our teacher had hardly finished the class when the bell rang.
- Right after the teacher finished the class, the bell rang.

Zil çaldı ve tren hareket etmeye başladı.

The bell rang, and the train began to move.

Öğretmen zil çaldıktan hemen sonra sınıfa girdi.

Immediately after the bell rang, the teacher came into the classroom.

Güç bela okula varmıştım ki zil çaldı.

I had hardly reached the school when the bell rang.

- Tom zil zurna sarhoş.
- Tom körkütük sarhoş.

Tom is drunk as a skunk.

Pavlov köpeklerini beslemeden hemen önce zil çalardı.

Pavlov rang a bell just before he fed his dogs.

Tom onu son gördüğümde zil zurna sarhoştu.

- Tom was as drunk as a skunk the last time I saw him.
- Tom was as drunk as a skunk the last time that I saw him.

Öğrenciler zil çalar çalmaz hiddetle sınıftan ayrıldılar.

The students stormed out of the class as soon as the bell rang.

"Zil çaldı mı?" "Evet, az önce çaldı."

"Has the bell rung yet?" "Yes, it just rang."

O içeri girdi ve aynı zamanda zil çaldı.

He came in, and at the same time the bell rang.

- Zil çalmaya devam etti.
- Telefon çalmaya devam etti.

The phone kept ringing.

O, zil çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.

She answered the telephone as soon as she heard the bell ring.

Unuttuğum için üzgünüm. Bugün tamamen zil zurna sarhoşum.

Sorry that I forgot. I'm completely out of it today.

Tom zil çaldıktan üç dakika sonra sınıfa girdi.

Tom came into the classroom three minutes after the bell had rung.

Pavlov köpeklerini her ne zaman beslese zil çaldı.

Pavlov rang a bell whenever he fed his dogs.

Zil çalıyor. Tom, lütfen git ve kapıyı aç.

It's ringing. Tom, please go and open the door.

Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.

Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.

Bize aynı zamanda abone olup zil butonuna tıklayarak destek olup

You can also support us by subscribing to our channel and clicking the bell button to

- O zil saat sekizde çalar.
- O çan saat sekizde çalar.

That bell rings at eight.

Zil çalıncaya kadar hiç kimsenin sınıfı terk etmesine izin verilmez.

Nobody is allowed to leave the classroom until the bell rings.

- Karnım zil çalıyor çünkü kahvaltı yapmadım.
- Açlıktan ölüyorum çünkü kahvaltı yapmadım.

I am starving because I didn't have breakfast.

Zil çaldığında, Tom okuduğu kitabı kapadı ve onun kim olduğunu görmek için kalktı.

When the doorbell rang, Tom closed the book he was reading and got up to see who it was.

- Tom Jackson ismi bir şey çağrıştırıyor mu?
- Tom Jackson adı bir zil çalıyor mu?

Does the name Tom Jackson ring a bell?

- Çok mu açsın?
- Çok aç mısın?
- Aç mısın çok?
- Çok mu açsınız?
- Çok aç mısınız?
- Aç mısınız çok?
- Sen aç mısın çok?
- Sen çok mu açsın?
- Sen çok aç mısın?
- Çok aç mısın sen?
- Aç mısın çok sen?
- Çok mu açsın sen?
- Siz çok mu açsınız?
- Siz aç mısınız çok?
- Siz çok aç mısınız?
- Çok aç mısınız siz?
- Çok mu açsınız siz?
- Aç mısınız çok siz?
- Aç mısın sen çok?
- Aç mısınız siz çok?
- Karnın çok mu aç?
- Karnınız çok mu aç?
- Karnın aç mı çok?
- Karnınız aç mı çok?
- Karnın mı çok aç?
- Karnınız mı çok aç?
- Çok mu aç karnın?
- Çok mu aç karnınız?
- Aç mı çok karnın?
- Aç mı çok karnınız?
- Senin karnın çok mu aç?
- Sizin karnınız çok mu aç?
- Senin karnın aç mı çok?
- Sizin karnınız aç mı çok?
- Çok mu aç senin karnın?
- Çok mu aç sizin karnınız?
- Aç mı çok senin karnın?
- Aç mı çok sizin karnınız?
- Aç mı karnın çok?
- Aç mı karnınız çok?
- Aç mı senin karnın çok?
- Aç mı sizin karnınız çok?
- Çok mu acıktın?
- Çok mu acıktınız?
- Acıktın mı çok?
- Acıktınız mı çok?
- Sen çok mu acıktın?
- Siz çok mu acıktınız?
- Çok mu acıktın sen?
- Çok mu acıktınız siz?
- Acıktın mı sen çok?
- Acıktınız mı siz çok?
- Sen acıktın mı çok?
- Siz acıktınız mı çok?
- Karnın acıktı mı çok?
- Karnınız acıktı mı çok?
- Çok mu acıktı karnın?
- Çok mu acıktı karnınız?
- Acıktı mı çok karnın?
- Acıktı mı çok karnınız?
- Acıktı mı karnın çok?
- Acıktı mı karnınız çok?
- Senin karnın çok mu acıktı?
- Sizin karnınız çok mu acıktı?
- Senin karnın acıktı mı çok?
- Sizin karnınız acıktı mı çok?
- Çok mu acıktı senin karnın?
- Çok mu acıktı sizin karnınız?
- Acıktı mı çok senin karnın?
- Acıktı mı çok sizin karnınız?
- Çok acıktı mı senin karnın?
- Çok acıktı mı sizin karnınız?
- Çok acıktı mı karnın?
- Çok acıktı mı karnınız?
- Acıktı mı senin karnın çok?
- Acıktı mı sizin karnınız çok?
- Çok acıktın mı?
- Çok acıktınız mı?
- Karnın mı aç çok?
- Karnınız mı aç çok?
- Senin karnın mı aç çok?
- Sizin karnınız mı aç çok?
- Karnın mı acıktı çok?
- Karnınız mı acıktı çok?
- Senin karnın mı acıktı çok?
- Sizin karnınız mı acıktı çok?
- Karnın mı aç senin çok?
- Karnınız mı aç sizin çok?
- Karnın çok mu aç senin?
- Karnın mı çok aç senin?
- Karnınız mı çok aç sizin?
- Karnınız çok mu aç sizin?
- Karnınız mı acıktı çok sizin?
- Karnın mı acıktı çok senin?
- Karnın mı aç çok senin?
- Karnınız mı aç çok sizin?
- Karnın senin çok mu aç?
- Karnınız sizin çok mu aç?
- Karnın senin aç mı çok?
- Karnınız sizin aç mı çok?
- Karnın senin acıktı mı çok?
- Karnınız sizin acıktı mı çok?
- Karnın senin çok mu acıktı?
- Karnınız sizin çok mu acıktı?
- Aç mı karnın senin çok?
- Aç mı karnınız sizin çok?
- Çok mu aç karnın senin?
- Çok mu aç karnınız sizin?
- Çok aç mı karnın?
- Çok aç mı karnınız?
- Çok acıktı mı karnın senin?
- Çok acıktı mı karnınız sizin?
- Çok mu acıktı karnın senin?
- Çok mu acıktı karnınız sizin?
- Sizin çok mu acıktı karnınız?
- Senin çok mu acıktı karnın?
- Senin acıktı mı çok karnın?
- Sizin acıktı mı çok karnınız?
- Senin aç mı karnın çok?
- Sizin aç mı karnınız çok?
- Sizin çok mu aç karnınız?
- Senin çok mu aç karnın?
- Çok aç mı senin karnın?
- Çok aç mı sizin karnınız?
- Çok aç mı karnın senin?
- Çok aç mı karnınız sizin?
- Karnınız sizin çok aç mı?
- Karnın senin çok aç mı?
- Karnın senin çok acıktı mı?
- Karnınız sizin çok acıktı mı?
- Karnın çok mu acıktı?
- Karnınız çok mu acıktı?
- Karnınız acıktı mı çok sizin?
- Karnın acıktı mı çok senin?
- Karnın aç mı çok senin?
- Karnınız aç mı çok sizin?
- Acıktı mı çok karnın senin?
- Acıktı mı çok karnınız sizin?
- Aç mı karnın çok senin?
- Aç mı karnınız çok sizin?
- Sizin mi karnınız çok acıktı?
- Senin mi karnın çok acıktı?
- Senin mi çok acıktı karnın?
- Sizin mi çok acıktı karnınız?
- Senin karnın mı çok aç?
- Sizin karnınız mı çok aç?
- Senin mi karnın aç çok?
- Sizin mi karnınız aç çok?
- Sen mi açsın çok?
- Siz mi açsınız çok?
- Siz mi acıktınız çok?
- Sen mi acıktın çok?
- Sen mi çok acıktın?
- Siz mi çok acıktınız?
- Sen mi çok açsın?
- Siz mi çok açsınız?
- Karnınız mı çok acıktı sizin?
- Karnın mı çok acıktı senin?
- Karnın senin mi çok aç?
- Karnınız sizin mi çok aç?
- Karnın senin mi aç çok?
- Karnınız sizin mi aç çok?
- Karnınız sizin mi acıktı çok?
- Karnın senin mi acıktı çok?
- Karnın senin mi çok acıktı?
- Karnınız sizin mi çok acıktı?
- Senin karnın mı çok acıktı?
- Sizin karnınız mı çok acıktı?
- Senin mi karnın acıktı çok?
- Sizin mi karnınız acıktı çok?
- Senin aç mı çok karnın?
- Sizin aç mı çok karnınız?
- Sizin mi çok aç karnınız?
- Senin mi çok aç karnın?
- Senin mi aç çok karnın?
- Sizin mi aç çok karnınız?
- Acıktın mı çok sen?
- Acıktınız mı çok siz?
- Aç mı çok karnın senin?
- Aç mı çok karnınız sizin?
- Acıktı mı karnınız sizin çok?
- Acıktı mı karnın senin çok?
- Acıktı mı karnın çok senin?
- Acıktı mı karnınız çok sizin?
- Karnınız çok aç mı?
- Karnın çok aç mı?
- Karnın çok aç mı senin?
- Karnınız çok aç mı sizin?
- Karnın çok acıktı mı?
- Karnınız çok acıktı mı?
- Karnın çok acıktı mı senin?
- Karnınız çok acıktı mı sizin?
- Sizin mi acıktı karnınız çok?
- Senin mi acıktı karnın çok?
- Karnın aç mı senin çok?
- Karnınız aç mı sizin çok?
- Karnın acıktı mı senin çok?
- Karnınız acıktı mı sizin çok?
- Çok karnın aç mı?
- Çok karnınız aç mı?
- Çok karnın aç mı senin?
- Çok karnınız aç mı sizin?
- Senin çok karnın aç mı?
- Sizin çok karnınız aç mı?
- Senin çok karnın acıktı mı?
- Sizin çok karnınız acıktı mı?
- Senin acıktı mı karnın çok?
- Sizin acıktı mı karnınız çok?
- Sizin çok acıktı mı karnınız?
- Senin çok acıktı mı karnın?
- Senin çok aç mı karnın?
- Sizin çok aç mı karnınız?
- Aç mı sizin çok karnınız?
- Aç mı senin çok karnın?
- Acıktı mı sizin çok karnınız?
- Acıktı mı senin çok karnın?
- Karnın mı senin çok aç?
- Karnınız mı sizin çok aç?
- Karnın mı senin aç çok?
- Karnınız mı sizin aç çok?
- Karnın mı senin acıktı çok?
- Karnınız mı sizin acıktı çok?
- Karnın mı senin çok acıktı?
- Karnınız mı sizin çok acıktı?
- Senin mi karnın çok aç?
- Sizin mi karnınız çok aç?
- Çok mu karnınız acıktı?
- Çok mu karnın acıktı?
- Çok mu karnın aç?
- Çok mu karnınız aç?
- Çok mu karnın aç senin?
- Çok mu karnınız aç sizin?
- Çok mu karnınız acıktı sizin?
- Çok mu karnın acıktı senin?
- Çok mu senin karnın acıktı?
- Çok mu sizin karnınız acıktı?
- Çok mu senin karnın aç?
- Çok mu sizin karnınız aç?
- Sizin çok mu karnınız aç?
- Senin çok mu karnın aç?
- Senin çok mu karnın acıktı?
- Sizin çok mu karnınız acıktı?
- Karnın zil mi çalıyor?
- Karnın zil mi çalıyor senin?
- Senin karnın zil mi çalıyor?
- Karnın zil çalıyor mu?
- Senin karnın zil çalıyor mu?
- Karnınız zil çalıyor mu?
- Sizin karnınız zil çalıyor mu?
- Karnınız zil mi çalıyor?
- Karnınız zil mi çalıyor sizin?
- Sizin karnınız zil mi çalıyor?
- Çok açlık bastırdı mı?
- Açlık mı bastırdı çok?
- Çok mu açlık bastırdı?
- Açlık bastırdı mı çok?
- Çok açlık mı bastırdı?

Are you very hungry?