Translation of "Sekizde" in English

Sekizde başlayalım.

Let's get cracking at 8.

- Beni sekizde uyandırın.
- Sekizde beni uyandır.

- Get me up at eight.
- Wake me up at eight.

- Sekizde kahvaltı yapacağız.
- Saat sekizde kahvaltı yapacağız.

- We will have breakfast at eight o'clock.
- We'll have breakfast at eight o'clock.

- Genellikle saat sekizde kalkarım.
- Genellikle sekizde kalkarım.

- I usually get up at eight.
- I usually get up at eight o'clock.

Okulumuz sekizde başlıyor.

Our school begins at eight.

Toplantı sekizde dağıldı.

The meeting broke up at eight.

Kapı sekizde kapanır.

The gate is closed at eight.

Beni sekizde uyandırın.

- Get me up at eight.
- Wake me up at eight.

Seninle sekizde buluşacağım.

I'll meet to you at eight.

O, sekizde kulüpteydi.

She was at the club at 8 o'clock.

Ekip sekizde gitti.

The team left at eight.

Sekizde beni uyandır.

Wake me up at eight.

Oyun saat sekizde.

The play is at eight o'clock.

Saat sekizde gideceğiz.

We'll leave at eight o'clock.

Saat sekizde uyandım.

- I woke up at eight o'clock.
- I woke up at eight.

Ben sekizde uyandım.

- I woke up at eight o'clock.
- I woke up at eight.

- Saat sekizde okula giderim.
- Okula saat sekizde giderim.

I go to school at eight o'clock.

- Genellikle saat sekizde kalkarım.
- Genel olarak saat sekizde kalkarım.

I usually get up at 8.

- Evden saat sekizde ayrıldı.
- Evi saat sekizde terk etti.

He left the house at eight o'clock.

Okulumuz sabah sekizde başlar.

Our school begins at eight in the morning.

O, sekizde yatmaya gider.

He goes to bed at eight o'clock.

Zil saat sekizde çalar.

- The bell rings at eight.
- The bell rings at 8:00.

Saat sekizde evime gel.

Come to my house at eight.

Saat sekizde çıkış yapacağım.

I'm going to check out at eight.

Sabah kahvaltısını sekizde yedim.

I ate breakfast at eight.

O saat sekizde gider.

He leaves at eight.

Dersler saat sekizde başlar.

Classes begin at 8 o'clock.

Genellikle saat sekizde kalkarım.

- I usually get up at eight.
- I usually get up at eight o'clock.
- I usually get up at 8.

Saat sekizde evinde olacağım.

I will be at your house at eight.

Okula saat sekizde giderim.

I go to school at eight o'clock.

Beni saat sekizde uyandır.

Wake me up at eight o'clock.

Sabah sekizde okula giderim.

I go to school at eight in the morning.

O, sabah sekizde kalktı.

He got up at eight in the morning.

Uçak saat sekizde gelir.

The plane gets in at eight o'clock.

Saat sekizde trene bineceğiz.

We're taking the train at eight.

Saat sekizde kahvaltı ederim.

I eat breakfast at eight o'clock.

Olay saat sekizde başlar.

The event starts at 8am.

Olay akşam sekizde başlar.

The event starts at 8pm.

Seni saat sekizde alacağım.

I'll pick you up at eight.

- O zil saat sekizde çalar.
- O çan saat sekizde çalar.

That bell rings at eight.

- Tren saat sekizde Roma'yı terk ediyor.
- Tren saat sekizde Roma'dan kalkıyor.

The train leaves Rome at eight.

"Ne zaman kalkarsın?" "Sekizde kalkarım."

"When do you get up?" "I get up at eight."

Babam genellikle sekizde eve gelir.

Father usually comes home at eight.

Yarın sabah sekizde istasyonda buluşalım.

Let's meet at the station at eight tomorrow morning.

Çalışmaya sabah saat sekizde başlıyorum.

I start work at eight in the morning.

Grup akşam sekizde çalmaya başlar.

The band starts playing at 8:00 p.m.

Beni sabah sekizde uyandırabilir misin?

Could you wake me up at eight in the morning?

Her sabah sekizde okula giderim.

I leave for school at eight every morning.

Biz saat sekizde kahvaltı edeceğiz.

- We will have breakfast at eight o'clock.
- We'll have breakfast at eight o'clock.

Bu sabah sekizde buraya vardım.

I arrived here at eight this morning.

Okulun kapıları saat sekizde açılır.

The gates of the school open at eight.

Biz saat sekizde trene bineceğiz.

We will take the train at eight.

Saat sekizde bir randevum var.

I have an appointment at 8 o'clock.

Genellikle saat sekizde eve gelirim.

I generally get home at eight.

Dersler sabah saat sekizde başlar.

Classes start at eight in the morning.

Dan vardiyasını saat sekizde bitirdi.

Dan finished his shift at eight o'clock.

Kahvaltı saat sekizde servis edilir.

Breakfast is served at eight o'clock.

Bu mağaza saat sekizde açılır.

This store is opened at eight.

- Sami her gece saat sekizde geliyor.
- Sami her akşam saat sekizde geliyor.

Sami comes at eight o'clock every night.

Bu hafta saat sekizde kahvaltı yapıyorlar.

They are having breakfast at eight this week.

Büyük yem, dostum, sekizde sekiz veriyorum.

Great bait, mate, I rate eight out of eight.

Saat tam sekizde kahvaltıyı odamda istiyorum

I'd like breakfast in my room at 8 sharp.

Yarın sabah saat sekizde seni arayacağım.

I'll call for you at eight tomorrow morning.

Kahvaltımı saat tam sekizde odamda istiyorum.

I would like my breakfast in my room at eight o'clock sharp.

"Siz ne zaman uyanıyorsunuz?" "Saat sekizde."

"What time do you guys wake up?" "Eight o'clock."

Saat sekizde kahvaltı için aşağıya geldi.

She came down for breakfast at eight.

Japonya'nın nüfusu Çin'in sekizde biri kadardır.

The population of Japan is one-eighth as that of China.

Lütfen yarın sabah sekizde beni arayın.

Please call me at eight tomorrow morning.

Hey, yarın sekizde gerçekten çalışacak mısın?

Hey, are you really going to work at eight tomorrow?

Bu gece saat sekizde seni göreceğim.

I'll see you tonight at eight.

Babam her gün sekizde çalışmaya gider.

My father goes to work at eight every day.

Otobüs sabah saat tam sekizde geldi.

The bus arrived exactly at 8 a.m.

Saat sekizde odamda kahvaltı yapmayı planlıyorum.

I'd like breakfast in my room at 8 sharp.

O her sabah saat sekizde kalkar.

He gets up at 8 a.m. every morning.

Kocam yaklaşık saat sekizde eve gelir.

My husband comes home at about eight.

Kocam genellikle saat sekizde işe gider.

My husband usually leaves for work at 8 o'clock.

Saat sekizde kahvaltı için aşağı geldi.

She came down to breakfast at eight.

Saat sekizde iş için hazır olacağım.

At eight o'clock I will be ready for work.

Biz saat sekizde Heathrow Havaalanına varmayı umuyoruz.

We expect to arrive at Heathrow Airport at eight.

Bilgisayar sistemi saat sekizde otomatik olarak kapanır.

The computer system shuts down automatically at 8pm.

Saat sekizde başladığından şimdiye kadar varmış olması lazım.

Since he started at eight, he ought to be there by now.

Ondan sekizde gelmesini istedim ama o dokuzda geldi.

I asked him to come at eight, but he turned up at nine.

Tanaka bu sabah yaklaşık saat sekizde kalktığını söyledi.

Tanaka has said that he got up this morning around eight o'clock.

Aslında tüm nüfusun sekizde birine herpes virüsleri bulaşmıştır.

Virtually the entire population is infected with one of eight herpes viruses.

Biz her gün akşam sekizde akşam yemeği yeriz.

We have dinner every day at eight o'clock.

Babam her gün saat sekizde iş için ayrılır.

Every day my dad leaves for work at eight o'clock.

O, saat sekizde başladığı için, şimdiye kadar orada olmalı.

Since he started at eight, he ought to be there by now.

Genellikle saat altıda kalkarım ama bugün saat sekizde kalktım.

Usually I get up at six, but today I got up at eight.

Genellikle saat altıda kalkarım, fakat dün sabah sekizde kalktım.

As a rule I get up at six o'clock, but yesterday morning I got up at eight.

Saat sekizde orada olması gerekiyordu fakat saat ona kadar gelmedi.

He was supposed to be there at 8 o'clock but he didn't show up till ten.

Otobüsümüz saat sekizde kalktı ve saat on birde Boston'a vardı.

Our bus left at eight, arriving in Boston at eleven.

Ben normal olarak yaklaşık akşam saat sekizde işten yerinden çıkarım.

I normally get off work at about 8 o'clock in the evening.

Ben yirmi iki kasım bin dokuz yüz kırk sekizde doğdum.

I was born on the twenty second of November, nineteen forty eight.