Translation of "Yarısına" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yarısına" in a sentence and their english translations:

Bilgilerin yarısına ulaşamıyordum.

I wasn't able to access half of the information.

Gece yarısına doğru uyudum.

Toward midnight, I fell asleep.

Sadece yarısına ihtiyacım var.

I only need half.

Gece yarısına kadar eve dönmedi.

He did not return home till midnight.

Gece yarısına kadar çalışmak zorundayım.

I have to work until midnight.

Gece yarısına kadar dönmüş olurum.

I'll be back by midnight.

Gece yarısına kadar vaktin var.

You have until midnight.

Gece yarısına kadar dans ettik.

We danced until midnight.

O gece yarısına kadar çalışır.

He works until midnight.

Gece yarısına kadar kitaplarını okudu.

He read his books until midnight.

Gece yarısına kadar telefonda konuştuk.

We talked on the phone until midnight.

Sami gece yarısına kadar çalıştı.

Sami worked until midnight.

Tom gece yarısına kadar çalıştı.

Tom worked until midnight.

Gece yarısına kadar evde olurum.

I'll be home by midnight.

Yangın, gece yarısına doğru patlak verdi.

The fire broke out toward midnight.

Gece yarısına kadar köye ulaşmış olacağız.

We will have reached the village by midnight.

Duyduğunun hiçbirine ve gördüğünün yarısına inanma.

Believe none of what you hear and half of what you see.

Gece yarısına kadar eve gitmeni istiyorum.

I want you home by midnight.

Hâlâ gece yarısına kadar buraya gelebilirsin.

You can still get here by midnight.

Sadece Tom'un söylediğinin yaklaşık yarısına inanmalısın.

You should only believe about half of what Tom says.

Tom gece yarısına kadar evde olacak.

Tom will be home by midnight.

Akşam altıdan gece yarısına kadar çalıştım.

I worked from six PM until midnight.

Tom gece yarısına kadar eve gelmedi.

- Tom didn't get home till midnight.
- Tom didn't return home till midnight.

Yaklaşık gece yarısına kadar dans ettiler.

- They danced until around midnight.
- They danced until about midnight.

Senin hakkında bana söylenenin yarısına inanmıyorum.

I don't believe half of what I've been told about you.

John gece yarısına kadar yatmamaya alışık.

John is in the habit of staying up until midnight.

Gece yarısına kadar evde olmanı söylemiştim.

I told you to be home by midnight.

Dans gece yarısına kadar devam edecek.

Dancing will continue until midnight.

Gece yarısına kadar her zaman yataktayım.

I'm always in bed by midnight.

Gördüklerinin ancak yarısına inan. Duyduklarının ise hiçbirine.

Believe none of what you hear and only half of what you see.

Sadece Tom'un söylediği şeylerin yaklaşık yarısına inanmalısın.

You should only believe about half the things Tom says.

Ben sadece internette okuduğum şeyin yarısına inanıyorum.

I only believe half of what I read on the internet.

Sadece Tom'un söylediklerinin yaklaşık olarak yarısına inanıyorum.

I only believe about half of what Tom says.

Tom dün gece gece yarısına kadar dışardaydı.

Tom was out till midnight last night.

Sadece konuşmak için gece yarısına kadar uyanık kaldık.

We sat up half the night just talking.

Saat dokuzdan gece yarısına kadar müzik eğlencesi var.

There's musical entertainment from nine o'clock to midnight.

Partiye gidebilirsin, ancak gece yarısına kadar eve olmalısın.

You may go to the party, but you must be home by midnight.

Tom dün gece gece yarısına kadar Fransızca çalıştı.

Tom studied French last night until midnight.

Ben sadece Tom'un olduğunu söylediği şeyin yarısına inanıyorum.

I only believe about half of what Tom says happened.

Duyduğun hiçbir şeye ve gördüğünün sadece yarısına inanma.

Don't believe anything you hear and only half of what you see.

Tom, Mary'nin gece yarısına kadar uyanık olacağını düşünüyor.

- Tom thinks Mary will be awake until midnight.
- Tom thinks that Mary will be awake until midnight.

- Saat gece yarısına gelmişti.
- Saat gece 12 olmuştu.

The clock struck midnight.

Alıyordu. Bugün, Fransız ihracatı geçmişte olduğunun yarısına indi. Şirketleri

phones. Today, French exports have fallen to half of what they used to be. Their companies

Tom konuşması üzerinde çalışarak gece yarısına kadar uyanık kaldı.

Tom stayed up late into the night working on his speech.

O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.

It was such a hot night that I could not sleep till midnight.

Tom ve arkadaşları, çoğu kez gece yarısına kadar kart oyunu oynar.

Tom and his friends often play cards until after midnight.

Ne yapması gerektiğini düşündüğü için Tom'un gece yarısına kadar gözüne uyku girmedi.

Tom lay awake half the night, thinking about what he should do.