Translation of "Yarıda" in English

0.007 sec.

Examples of using "Yarıda" in a sentence and their english translations:

İşini yarıda bırakma.

Don't leave your work half done.

Toplantı yarıda bırakıldı.

The meeting was interrupted.

Çocuk ödevini yarıda bıraktı.

The boy left his homework half-finished.

İlk yarıda skor neydi?

What was the score at halftime?

Temizlikçi kadın muhabbeti yarıda kesti.

The cleaning lady interrupted the conversation.

Onlar ilk yarıda saldırıya geçti.

They went on the offensive in the first half.

Başkan ikinci yarıda koşmayacağını söyledi.

The president said he would not run for the second term.

Yaz tatilini ne zaman yarıda kestin?

When did you interrupt your summer vacation?

Önemli bir şeyi yarıda kesiyor muyum?

Am I interrupting something important?

Tom yarıda kesmek için ağzını açtı.

Tom opened his mouth to interrupt.

Neden Leonardo araştırmacılarının çalışmalarını yarıda bıraktı?

Why did Leonardo leave his research work undone?

Ben burada bir şeyi yarıda kesiyor muyum?

Am I interrupting something here?

Dostluk sevinci ikiye katlar ve üzüntüyü yarıda keser.

Friendship redoubles joy and cuts grief in half.

O kitap sıkıcıydı, bu yüzden okumayı yarıda kestim.

That book was boring, so I stopped reading halfway through.

Tom'un yarıda kesmeleri hakkında daha fazla endişelenmemize gerek yok.

We don't have to worry about any more interruptions from Tom.