Translation of "Yakalı" in English

Sert yakalı bir gömleğe ihtiyacım var.

I need a shirt with a stiff collar.

Sami, mavi yakalı bir banliyöde büyüdü.

Sami grew up in a blue-collar suburb.

Sami'nin beyaz yakalı bir işi vardı.

Sami had a white-collar job.

Beyaz yakalı işçiler birçok güçlüklerle karşı karşıya.

White-collar workers face many difficulties.

Tom kalkık yakalı pembe bir polo gömlek giydi.

Tom wore a pink polo shirt with a popped collar.

- Tom beyaz yakalı bir işte çalışıyor.
- Tom'un masabaşı bir işi var.

Tom has a white-collar job.

- Tom mavi yakalı bir işte çalışıyor.
- Tom beden gücüne dayalı bir işte çalışıyor.

Tom has a blue-collar job.

Şirkete göre değişmekle birlikte, neden mavi yakalı işçilere beyaz yakalılara göre daha yüksek maaş ödeniyor?

Why are, depending on the company, blue-collar workers better paid than white-collar ones?