Translation of "Yıktı" in English

Haber umutlarımızı yıktı.

The news dashed our hopes.

Rüzgar ağaçları yıktı.

The wind blew the trees over.

Tom evi yıktı.

Tom tore down the house.

Tayfun birçok evi yıktı.

The typhoon destroyed many houses.

Bir deprem binayı yıktı.

An earthquake destroyed the building.

Bomba üç evi yıktı.

The bomb destroyed three houses.

Boğalardan biri çiti yıktı.

One of the bulls pushed the fence down.

Tom ona vurup yere yıktı.

Tom knocked him down.

Onun hastalığı tüm umutlarını yıktı.

- His illness disappointed all his hopes.
- His illness defeated all his hopes.
- His illness dashed all his hopes.

Bir kasırga Tom'un evini yıktı.

A hurricane destroyed Tom's house.

Annesinin trajik haberi onu yıktı.

She broke the tragic news to her mother.

Sel suları kumdan kaleyi yıktı.

The flood tide destroyed the sandcastle.

Karısına yalan söyleyerek evliliğini yıktı.

He destroyed his marriage by lying to his wife.

İtfaiyeciler bir balta ile kapıyı yıktı.

The firemen broke down the door with an ax.

Kaza başarı için tüm umutlarını yıktı.

The accident destroyed all his hopes for success.

Volkan Vesuvius'un patlaması Pompeii şehrini yıktı.

The eruption of the volcano Vesuvius destroyed the city of Pompeii.

Atom bombası tüm Hiroşima şehrini yıktı.

The atomic bomb destroyed the entire city of Hiroshima.

Kamu hizmeti veren şirket en sonunda yıktı,

The utility company finally tore it down,

Tom John'u bir beyzbol sopasıyla yere yıktı.

Tom knocked out John with a baseball bat.

Çete onu yere yıktı ve saatini çaldı.

The gang knocked him down and robbed him of his watch.

Ve her gün aynı çocuk onu neşeli bir şekilde yıktı.

and every single morning the same boy knocked it down gleefully.

Ve o anda pars üstüme atladı ve beni yere yıktı.

and by that time the leopard had jumped at me and pulled me down.

Bin iki yüz elli altı tane asker Alamut kalesini yıktı.

One thousand two hundred and fifty-six soldiers destroyed the fortress of Alamut.