Translation of "Yükseklik" in English

Tom'un yükseklik korkusu var.

Tom has a fear of heights.

Yükseklik arttıkça hava basıncı düşer.

As elevation increases, air pressure decrease.

Tom yükseklik korkusu olduğunu söyledi.

- Tom said he was afraid of heights.
- Tom said that he was afraid of heights.

- Yükseklikten korkmam.
- Yükseklik korkum yoktur.

I'm not afraid of heights.

Yükseklik altmış altı metreye ulaşırsa durum nasıl olur

How would the case be if the height reached sixty-six meters,

Mezosferdeki sıcaklıklar yükseklik arttıkça yaklaşık -100 derece Celsius'a düşer.

Temperatures in the mesosphere drop with increasing altitude to about -100 degrees C.

- Tom'un yükseklik korkusu var, değil mi?
- Tom yüksekten korkuyor, değil mi?

Tom is afraid of heights, isn't he?

- Paris'e gittim, ama yükseklik korkum olduğu için Eyfel Kulesi'ne çıkmadım.
- Paris'e gittim ama yükseklikten korktuğum için Eyfel Kulesine çıkmadım.

I visited Paris, but I didn't climb the Eiffel tower, since I'm afraid of heights.