Translation of "Tıkadı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Tıkadı" in a sentence and their english translations:

Tom deliği tıkadı.

Tom plugged up the hole.

Bir deliği tıkadı.

She plugged up a hole.

Tom yolumu tıkadı.

Tom blocked my way.

Tom atardamarları tıkadı.

Tom has clogged arteries.

Çatlağı macunla tıkadı.

He stopped up the crack with putty.

O, ricama kulaklarını tıkadı.

He turned a deaf ear to my request.

Düşen ağaç yolu tıkadı.

A fallen tree obstructed the road.

Babam ricalarıma kulak tıkadı.

My father turned a dead ear to my requests.

O onların şikayetlerine kulaklarını tıkadı.

He turned a deaf ear to their complaints.

Yoğun kar yağışı yolları tıkadı.

The heavy snowfall blocked the roads.

Tom deliği bir bezle tıkadı.

Tom blocked the hole with a rag.

Park caddesine bir ağaç düştü, trafiği tıkadı.

A tree has fallen across Park Street, blocking traffic.

Oda çok gürültülüydü, Tom da bu yüzden kulaklarını tıkadı.

It was really noisy in the room so Tom covered his ears.

Dan Linda'nın ağzını tıkadı ve onu bir dolaba kilitledi.

Dan gagged Linda and locked her up in a closet.

Çocuk kaçıranlar Tom'un ağzını tıkadı ve onu dolaba kilitledi.

The kidnappers gagged Tom and locked him up in the closet.

O, onu bağladı ve onun ağzını tıkadı, sonra onu vahşice dövmeye başladı.

She tied him up and gagged him, then she started to beat him savagely.