Translation of "Silahlar" in English

0.004 sec.

Examples of using "Silahlar" in a sentence and their english translations:

Silahlar nerede?

Where are the guns?

Silahlar insanları öldürmez.

Guns don't kill men.

Silahlar dolu değildi.

The guns weren't loaded.

Silahlar için çaresiziz.

We're desperate for weapons.

Silahlar burada yasadışıdır.

Guns are illegal here.

Çok sofistike silahlar yapıyorlar.

They're making very sophisticated weapons.

Onlar ateşli silahlar taşırlar.

They carry firearms.

Keşke bazı silahlar bulsaydık.

I wish we'd found some weapons.

Tom bazı silahlar çaldı.

Tom stole some guns.

Altın silahlar seni kurşunlardan korumaz.

Golden guns don't protect you from bullets.

Tom bir ateşli silahlar uzmanı.

Tom is a firearms expert.

Silahlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

I don't know anything about guns.

Çocuklar tehlikeli uydurma silahlar yapabilirler.

Children can make dangerous improvised weapons.

Sıradan silahlar ejderhaya zarar veremez.

- Ordinary weapons cannot harm the dragon.
- The dragon cannot be harmed by ordinary weapons.

Nükleer silahlar hakkında endişeleniyor gibi görünüyorlar.

They seem to be worrying about nuclear weapons.

Silahlar insanları öldürmez, silahlı insanlar öldürür.

Guns don't kill people, people with guns do.

Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.

Guns don't kill people. People kill people.

Bush, yeni silahlar test etmek istemiyor.

Bush doesn't want to test new weapons.

Müzenin bir eski silahlar sergisi var.

The museum has an exhibit of ancient weapons.

Tom silahlar hakkında çok şey bilmiyor.

Tom doesn't know much about guns.

Tom terörist bir gruba silahlar satmakla suçlandı.

Tom was accused of selling weapons to a terrorist group.

Nükleer silahlar tüm insanlık için bir tehdittir.

Nuclear weapons are a threat to all humanity.

Polis Tom'un evinde ne tür silahlar buldu?

What kinds of weapons did the police find in Tom's house?

Dedektif Dan Anderson silahlar için Linda'yı kontrol etti.

Detective Dan Anderson checked Linda for weapons.

Sami ve Leyla ateşli silahlar için olan bir tutkuyu paylaşıyorlardı.

Sami and Layla shared a passion for firearms.

Dük için köprüler, silahlar, gemiler, mermer ve kilden heykeller yapabileceğini söyledi

He said he could make bridges, guns, ships, marble and clay sculptures for the Duke.

Bu silahlar ne kadar isabetsiz olsalarda Moğol atlarına karşı onları korkutup ilerleyişlerini yavaşlatmakta

These weapons, while very inaccurate, were very effective at scaring Mongol horses, thereby

Isteyen istediği gibi buna benzer silahlar kullansın veya kullanmaya çalışsın veya yapılmaya çalışılsın

whether the person wants to use such weapons or try to use them or try to be made

Eğer düzgünce askerlendirilmiş ve ikmal edilmişse, bunun gibi bir kale ateşli silahlar devrine kadar

If properly garrisoned and supplied, a castle like this was virtually impregnable until