Translation of "Ayırıp" in English

0.003 sec.

Examples of using "Ayırıp" in a sentence and their english translations:

Hareketlerinizi parçalara ayırıp

They're breaking your actions down

Gövdeyi ayırıp başını atın.

Take the body, throw the head away.

Sonra parçalarına ayırıp gerekenler hakkında konuşmalıyız.

And then we start to break it down and talk about the tools.

Ama eğer zaman ayırıp akılcı cevap

But if we take the time to ask ourselves

Onuda küçücük parçalara ayırıp yuvalarına taşıyorlar

they cut it into small pieces and carry it to their home

Leyla ve Sami küçük varlıklarını ayırıp bölüştüler.

Layla and Sami separated and split their small assets.

Cümleyi anlamca ilgisiz İngilizce cümleden ayırıp yeni bir çeviriye bağladım.

I unlinked this from the unrelated English sentence and linked it to a new translation.

Ancak önce biraz zaman ayırıp Trasemine Göl'ünde bir pusu kurmanın ne kadar zor olduğunu düşünelim.

But let's take a moment to consider how difficult it was to set up the ambush at Lake Trasemine.