Translation of "Oluşmuş" in English

0.006 sec.

Examples of using "Oluşmuş" in a sentence and their english translations:

25 denizciden oluşmuş mürettebatı olan bir gemiydi.

It was a ship with a crew of 25 sailors.

Venüs'ün doğal olarak oluşmuş herhangi bir uydusu yoktur.

Venus does not have any naturally occurring satellites.

Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.

Tides are growing stronger... ...creating perfect conditions for bumphead parrotfish to breed.

Bir bulutsu; toz, hidrojen, helyum ve diğer iyonize gazlardan oluşmuş bir yıldızlararası buluttur.

A nebula is an interstellar cloud of dust, hydrogen, helium and other ionized gases.

Gökbilimciler, Satürn'ün halkalarının doğal olarak oluşmuş uyduların parçalanmasından kaynaklanan küçük parçacıklardan oluştuğuna inanıyorlar.

Astronomers believe Saturn's rings developed from particles that resulted from the break-up of naturally occurring satellites.