Translation of "Okuyordu" in English

O okuyordu.

She was reading.

Belki Tom okuyordu.

Maybe Tom was studying.

Sami odasında okuyordu.

Sami was reading in his room.

Tom gazeteyi okuyordu.

Tom was reading the newspaper.

Sami Kuran okuyordu.

Sami was reciting the Quran.

Amerika'ya adeta meydan okuyordu

It almost challenged America

Eve geldiğimde, Ken okuyordu.

Ken was reading when I came home.

O, bir gazete okuyordu.

- He was reading a newspaper.
- She was reading a newspaper.

Tom bir kitap okuyordu.

Tom was reading a book.

Bir bahçecilik kılavuzu okuyordu.

She was reading a gardening manual.

O oturuyordu, kitap okuyordu.

He was sitting, reading a book.

Fadıl, Leyla'nın günlüğünden okuyordu.

Fadil was reading from Layla's diary.

Sami Arapça Kuran okuyordu.

Sami was reciting the Quran in Arabic.

Mary yalnız oturuyor, kitap okuyordu.

Mary was sitting alone, reading a book.

Pijamaları üstünde bir gazete okuyordu.

He was reading a newspaper in his pajamas.

Tom kanepede uzanıyordu, kitap okuyordu.

Tom was lying on the couch, reading a book.

Onun odasına girdiğimde, kitap okuyordu.

When I entered his room, he was reading a book.

Tom pijamasının içinde gazete okuyordu.

Tom was reading a newspaper in his pajamas.

Tom yatakta yatmış kitap okuyordu.

Tom was snuggled up in bed reading a book.

Bir gazeteyi ters olarak okuyordu.

He was reading a paper upside down.

Sami gizemli bir kitap okuyordu.

Sami was reading a mystery book.

Sami çevrimiçi bir kitap okuyordu.

Sami was reading a book online.

- Tom tuğla kalınlığında bir kitap okuyordu.
- Tom tuğla gibi bir kitap okuyordu.

Tom was reading a brick-thick book.

Mary yanında uyuyan bir kediyle okuyordu.

Mary was reading, with a cat sleeping beside her.

O, o zaman bir kitap okuyordu.

He was reading a book at that time.

Tom kanepede oturdu, bir dergi okuyordu.

Tom sat on the sofa, reading a magazine.

Tom Fransızca yazılmış bir mektup okuyordu.

Tom was reading a letter written in French.

Tom verandada oturuyordu, bir dergi okuyordu.

Tom was sitting on the porch, reading a magazine.

Mary içeriye girdiğinde, Tom gazete okuyordu.

Tom was reading the newspaper when Mary walked in.

Tom parkta yalnız oturuyordu, kitap okuyordu.

Tom was sitting alone in the park, reading a book.

Odaya girdiğimde Tom bir mektup okuyordu.

Tom was reading a letter when I walked into the room.

Liisa dükkana gittiğinde Mark gazete okuyordu.

While Liisa went to the shop, Mark was reading the newspaper.

O, kanepede oturdu, bir dergi okuyordu.

She sat on the sofa, reading a magazine.

O oturuyor ve bir kitap okuyordu.

He was sitting and reading a book.

Tom eski bir el yazmasını okuyordu.

Tom was reading an old manuscript.

Tom verandaya oturmuş bir kitap okuyordu.

- Tom was sitting on the porch and reading a book.
- Tom was sitting on the porch, reading a book.

Tom tek başına oturup kitap okuyordu.

Tom was sitting alone, reading a book.

Anne zaman zaman oğlunun mektubunu yeniden okuyordu.

The mother occasionally reread her son's letter.

Dan, Charlie Chaplin hakkında bir kitap okuyordu.

Dan was reading a book about Charlie Chaplin.

O, odasında tek başına bir kitap okuyordu.

She's alone in her room reading a book.

Tom bir ağacın altına oturdu, kitap okuyordu.

Tom sat under a tree, reading a book.

O sabah boyunca yatakta bir kitap okuyordu.

She was in bed during the morning reading a book.

Paul dün gece bir kısa hikaye okuyordu.

Paul was reading a short story last night.

Tom onu son gördüğümde lobide gazete okuyordu.

Tom was reading a newspaper in the lobby when I last saw him.

Ben televizyon izlerken annem bir kitap okuyordu.

While I was watching TV, my mother was reading a book.

Tom sundurmada oturuyordu ve bir kitap okuyordu.

- Tom was sitting by himself on the porch and reading a book.
- Tom was sitting by himself on the porch, reading a book.

Leyla, develer hakkında bulabildiği her kitabı okuyordu.

Layla read every book she could find about camels.

Tom onu ​​son gördüğümde bir kitap okuyordu.

Tom was reading a book the last time I saw him.

Sami her gün Kuran'dan bir sure okuyordu.

Sami read a chapter of the Quran every day.

O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.

He was reading a textbook on American history.

Mary oturma odasına girdiğinde, Tom spor sayfasını okuyordu.

Tom was reading the sports page when Mary came into the living room.

Sami oturup tamamen kendi başına bir kitap okuyordu.

Sami was sitting and reading a book all by himself.

O içeri geldiğinde, o iki saat boyunca kitap okuyordu.

He had been reading for two hours when she came in.

Telefon çaldığında Tom tezgahta oturuyor ve bir dergi okuyordu.

Tom was sitting at the counter reading a magazine when the phone rang.

Tom dün gece senin raporunu okuyordu ama onu bitirip bitirmediğini bilmiyorum.

Tom was reading your paper last night, but I don't know if he finished it.

Tom köşede bir masada kendi başına oturuyordu ve bir kitap okuyordu.

Tom was sitting by himself at a table in the corner and was reading a book.