Translation of "Nar" in English

0.003 sec.

Examples of using "Nar" in a sentence and their english translations:

Nar tohumları nispeten büyüktür.

Pomegranate seeds are relatively big.

Ermenistan'dan bir kutu nar aldım.

I have received a box of pomegranates from Armenia.

Nar suyu satın aldın mı?

Did you buy the pomegranate juice?

Anne, bana bir nar almanı istiyorum!

Mommy, I want you to buy me a pomegranate!

Tom bana nereden nar alabileceğimi söyledi.

Tom told me where I could buy pomegranates.

Bir nar bülbülü bir ağaç dalında oturur.

A robin sits on a tree branch.

Tequila Sunrise portakal suyu, tekila ve nar ile yapılır.

The Tequila Sunrise is made with orange juice, tequila, and grenadine.

Nar bülbülü Birleşik Krallık'ta yaşayan en tanınmış ötücü kuşlardan biridir.

The robin is one of the most well-known songbirds living in the United Kingdom.

İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.

In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.