Translation of "Korunmak" in English

0.007 sec.

Examples of using "Korunmak" in a sentence and their english translations:

Tom yağmurdan korunmak için sığınak aradı.

Tom sought shelter from the rain.

Evsiz, serin sağanaktan korunmak için sığınak aradı.

The homeless sought shelter from the chilly shower.

Soğuğa karşı korunmak için ağır bir palto giyiyordu.

She was wearing a heavy coat to protect against the chill.

- Korunmak en iyi ilaçtır.
- Önleme en iyi ilaçtır.

Prevention is the best medicine.

örneğin, savaş alanındaki korku hissi ve korunmak için eğilmek -

fear and diving for cover in a war zone, for example --

Soğuk algınlığından korunmak için bol miktarda C vitamini al.

Take lots of vitamin C to avoid catching cold.

1967 yılında Kanada'da doğum kontrolü hala yasadışıydı; prezervatif sadece hastalıktan korunmak için satılırdı.

Birth control was still illegal in Canada in 1967; condoms were sold only for the prevention of disease.