Translation of "Adı" in Polish

0.007 sec.

Examples of using "Adı" in a sentence and their polish translations:

- Onun adı Tom.
- Adı Tom.

- Nazywa się Tom.
- Ma na imię Tom.

Adı Torn.

Ma na imię Torn.

Adı Bob Osteen

nazywa się Bob Osteen,

Köpeğin adı Ken.

Pies nazywa się Ken.

Onun adı bilinmiyordu.

Jej imię nie było znane.

Onun adı Lucifera.

Ona ma na imię Lucyfera.

Büyükelçinin adı ne?

Jak ma na imię ambasador?

Yardımcının adı ne?

Jak się nazywa asystent?

Kocanın adı ne?

Jak ma na imię twój mąż?

Filmin adı ne?

Jaki jest tytuł tego filmu?

Onun adı Ken.

Na imię ma Ken.

Kızınızın adı nedir?

Jak ma na imie twoja córka?

Onun adı tanıdık geliyor.

Jego imię brzmi znajomo.

Yeni arkadaşının adı ne?

Jak ma na imię twój nowy kolega?

Bu atın adı ne?

Jak nazywa się ten koń?

Tom'un adı kutunun üstündeydi.

Toma imię było na pudełku.

Onun adı Tomoyuki Ogura.

Nazywa się Tomoyuki Ogura.

Tom'un adı listede üçüncüydü.

Imię Toma było trzecie na liście.

Bu çiçeğin adı nedir?

Jak nazywa się ten kwiat?

Senin köpeğinin adı nedir?

Jak wabi się wasz pies?

Senin kızının adı nedir?

Jak ma na imię twoja córka?

Bu nehrin adı nedir?

Jak się nazywa ta rzeka?

Bu kuşun adı ne?

Jak nazywa się ten ptak?

Eşimin adı Lidia Zarębowa.

Moja żona nazywa się Lidia Zarębowa.

Onun adı tüm Dünyada bilinir.

Jego imię jest znane na całym świecie.

Onun adı Tom, John değil.

On ma na imię Tom, a nie John.

Onun adı bana tanıdık geliyor.

Jego imię jest mi znane.

Nadir verilen bir adı var.

Ona ma rzadkie imię.

Tom'un kız arkadaşının adı nedir?

Jak ma na imię dziewczyna Toma?

Tom'un kız kardeşinin adı ne?

Jak ma na imię siostra Toma?

Onun adı bu çevrede herkesçe bilinir.

Jego nazwisko jest znane wszystkim w tej okolicy.

O kimdir ve onun adı ne?

Kim ona jest i jak ma na imię?

O kim ve onun adı ne?

Kto to jest i jak się nazywa?

- Öğretmeninin ismi ne?
- Hocasının adı neymiş?

- Jak nazywa się jego nauczyciel?
- Jak nazywa się jego nauczycielka?

Bu, Tom'un kaplumbağası. Onun adı Mary.

To żółwica Toma. Wabi się Mary.

Edwin adı bende hiçbir şey çağrıştırmıyor.

Imię Edwin nic mi nie mówi.

Adı ''takotsubo kardiyomiyopati'' veya ''kırık kalp sendromu,''

którą nazywa się "zespół takotsubo" lub "zespół złamanego serca".

Vietnamlı bir arkadaşım var. Onun adı Tien.

Mam przyjaciółkę Wietnamkę. Ma na imię Tiên.

O istenildiği gibi adı ve adresi yazdı.

Ona napisała imię i adres, zgodnie z prośbą.

Bebeğe amcasının anısına hürmeten John adı verildi.

Dziecko zostało nazwane John, po swym wujku.

Proje müdürü olarak projelerime istediğim adı verebilirdim.

Jako kierownik mogłem nazywać projekty, jak chciałem.

Erkek kardeşinin adını unuttum; onun adı nedir?

Przepraszam, jak miał na imię twój brat, bo zapomniałem?

Arizona egzotik evcil hayvan mağazası sahibi Traci Roach, ki bu onun sahne adı değil, gerçek adı,

Traci Roach ma sklep z egzotycznymi zwierzętami w Arizonie.

Bu benim öğretmenimdir. Onun adı Bay Haddad' tır.

To jest mój nauczyciel. Nazywa się Pan Haddad.

- Onun adı dilimin ucunda.
- Onun adını hatırlamak üzereyim.

Mam jego imię na końcu języka.

- Kız kardeşimin ismi Patricia.
- Kız kardeşimin adı Patricia'dır.

Moja siostra ma na imię Patricia.

Kullanıcı adı ve şifrenizin doğru yazıldığını kontrol edin.

Sprawdź czy nazwa użytkownika i hasło są napisane poprawnie.

- Sanırım onun adı Tom.
- Onun adının Tom olduğunu düşünüyorum.

Myślę, że on ma na imię Tom.

Magdalena'nın okulunda bir Türk öğrenci var. Onun adı Reşit.

W szkole Magdaleny jest Turczynka. Ma na imię Reşit.

Adı ve soyadı benimki ile aynı olan bir kadın tanıyorum.

Znam kobietę, która ma identyczne jak ja imię i nazwisko.

Brezilya devlet başkanının bir kadın olduğunu okudum. Adı ise Dilma.

Czytałem, że prezydentem Brazylii jest kobieta. Ona nazywa się Dilma.

- Kız kardeşinin köpeğinin adı ne?
- Kız kardeşinin köpeğine ne denir?

Jak się wabi pies twojej siostry?

Hiçbir şirket adı, telefon numarası, e-posta adresi, posta adresi yoksa,

bez nazwy firmy, numeru telefonu i adresu,

Onun adı Linda idi ve o, Tony'den bir yaş daha gençti.

Miała na imię Linda i była rok młodsza od Tony'ego.

Ateş böceği mürekkep balığı, fotofor adı verilen özel hücreleriyle kendi ışığını üretir.

Świecące kałamarnice wytwarzają światło dzięki specjalnym komórkom – fotoforom.