Translation of "Keçi" in English

0.005 sec.

Examples of using "Keçi" in a sentence and their english translations:

Keçi meledi.

The goat bleated.

Keçi peynirini severim.

I love goat cheese.

Keçi sakalım var.

I have a goatee.

Keçi peynirinden hoşlanmam.

I don't like goat cheese.

Biz iki keçi besliyoruz.

We keep two goats.

O, keçi gibi kokuyor.

He smells like a goat.

Tom'un keçi sakalı var.

Tom has a goatee.

Keçi yoksul adamın ineğiydi.

The goat was the poor man's cow.

Keçi, yiyeceği elimden yedi.

The goat ate the food from my hand.

Bu keçi peyniri mi?

Is this goat cheese?

Keçi peynirinden hiç hoşlanmıyorum.

I don't like goat cheese at all.

Keçi peynirinden nefret ediyorum.

I hate goat cheese.

Keçi sağmak zor mudur?

Is it difficult to milk a goat?

Koyun veya keçi mi bu?

Is this a sheep or a goat?

O peynir keçi sütünden yapılır.

That cheese is made from goat's milk.

Ben kesinlikle keçi peynirinden hoşlanmam.

I absolutely do not like goat cheese.

Bu peynir keçi sütünden yapılmış.

This cheese is made from goat's milk.

Bu keçi yolu nereye gidiyor?

Where does this trail go to?

Bu bir koç değil, keçi!

This isn't a ram, it's a goat!

Nefesi keçi peyniri gibi kokuyor.

His breath smells like goat cheese.

Gerçekten keçi peynirinden hiç hoşlanmıyorum.

I really don't like goat cheese at all.

O, keçi peynirli bir burger yedi.

He ate a burger with goat cheese.

O bir keçi peyniri burgeri yedi.

He ate a goat cheese burger.

At, aslan, köpek, keçi: bunlar hayvandır.

Horse, lion, dog, goat: these are animals.

Bu bir keçi ve bu kesinlikle normaldir.

It's a goat and it is absolutely normal.

Onlar tanrılara kurban olarak bir keçi öldürdüler.

They killed a goat as a sacrifice to the gods.

Bu bir başlangıç: Keçi, koyun, sığır ve domuz.

That's a beginning: goat, sheep, cattle, and pig.

Ben keçi peynirini inek sütünden yapılmış peynire tercih ederim.

- I prefer goat cheese to cheese from cow milk.
- I prefer goat cheeses to cheeses from cow milk.

O yine ayağa kalktığında kız ve keçi gözden kaybolmuştu.

When he got back up on his feet, the girl and the goat had disappeared.

- Keçi yavrusunun altına bir ateş yakmalısın.
- Oğlağın altına bir ateş yakmalısın.

You should build a fire under the kid.

Peynir, inek, keçi, koyun, ve diğer memelilerin sütlerinden yapılan bir katı gıdadır.

Cheese is a solid food made from the milk of cows, goats, sheep, and other mammals.

Bizim akşam yemeğimiz bugün çok basit olacak: ekmek, keçi peyniri, incir ve şarap.

Our dinner today will be very simple: bread, goat cheese, figs and wine.

- Onun bir keçi sakalı var.
- Onun bir top sakalı var.
- Onun bir çene sakalı var.

He has a goatee.

Keçi sütü, badem sütü, hindistan cevizi sütü, soya sütü, kenevir sütü ve pirinç sütü gibi inek sütü için birçok alternatifler vardır.

There are many alternatives to cow milk, such as goat milk, almond milk, coconut milk, soy milk, hemp milk and rice milk.

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.

Commentators have variously described the sound of vuvuzelas as "annoying" and "satanic" and compared it with "a stampede of noisy elephants", "a deafening swarm of locusts", "a goat on the way to slaughter", "a giant hive full of very angry bees", and "a duck on speed".