Translation of "Verdik" in English

0.012 sec.

Examples of using "Verdik" in a sentence and their english translations:

Söz verdik.

We promised.

Keşfimize isim verdik:

We gave our discovery its name:

Onlara yiyecek verdik.

We gave them food.

Elmayı ona verdik.

We're giving him the apple.

Kalmaya karar verdik.

We decided to stay.

Biz kararımızı verdik.

We've made our decision.

Tom'a iş verdik.

We hired Tom.

Boston'da mola verdik.

We had a stopover in Boston.

Tom'a istediğini verdik.

We gave Tom what he wanted.

Birkaç kayıp verdik.

We've had a few casualties.

Boşanmamaya karar verdik.

We've decided not to get divorced.

Evlenmemeye karar verdik.

We've decided not to get married.

Birbirimize zarar verdik.

We hurt one another.

Bunu onlara verdik.

We gave it to them.

Onu Tom'a verdik.

We gave it to Tom.

- Boston'dan ayrılmaya karar verdik.
- Boston'dan gitmeye karar verdik.

We've decided to leave Boston.

Binlerce işçiye iş verdik.

We've hired thousands of employees.

Fikrini benimsemeye karar verdik.

- We have decided to adopt your idea.
- We've decided to adopt your idea.

Biz oyla karar verdik.

We decided by vote.

Oğluma dedemin adını verdik.

We named my son after my grandfather.

Köpeğe Tim adını verdik.

We named the dog Tim.

Önceden sipariş verdik mi?

Did we order in advance?

Avrupa'ya gitmemeye karar verdik.

I decided not to go to Europe.

Biz evlenmeye karar verdik.

We've decided to get married.

Biz boşanmaya karar verdik.

We've decided to get a divorce.

Biz bir karar verdik.

We've made a decision.

Sessiz kalmaya karar verdik.

We've decided to remain silent.

Biz bir ara verdik.

We got a break.

Tom'a birkaç elma verdik.

We gave Tom some apples.

Biz size söz verdik.

We gave our word.

Biz gitmeye karar verdik.

We decided to give it a go.

Yakında ayrılmaya karar verdik.

We agreed to leave soon.

Köpeğe White adını verdik.

We named the dog White.

Bu ailelere yiyecek verdik.

We have supplied those families with food.

Biz zaten karar verdik.

We've already decided.

Ona turuncu portakal verdik.

We gave her the orange orange.

Onunla anlaşmaya karar verdik.

We decided to make a deal with him.

Ona bir elma verdik.

We give him an apple.

Biz onu adama verdik.

We gave it to the man.

Tom'la kalmaya karar verdik.

We decided to stay with Tom.

Sizinle kalmaya karar verdik.

We decided to stay with you.

Onlarla kalmaya karar verdik.

We decided to stay with them.

Onunla kalmaya karar verdik.

We decided to stay with him.

Biz onlara zarar verdik.

We hurt them.

Biz ona iş verdik.

We hired her.

Seni kovmamaya karar verdik.

We've decided not to fire you.

Onları kovmamaya karar verdik.

We've decided not to fire them.

Onu kovmamaya karar verdik.

We've decided not to fire her.

Tom'a bir hediye verdik.

We offered Tom a gift.

Köpeğimize Rex adını verdik.

We named our dog Rex.

Bu tartışmaya son verdik.

We ended this discussion.

Onların eğlenmesine izin verdik.

We let them have fun.

Yanlış karar mı verdik?

Did we make the wrong decision?

Sanırım yanlış karar verdik.

I think we made the wrong decision.

Bunu yapmaya karar verdik.

We've decided to do that.

Onu yapmamaya karar verdik.

We decided not to do that.

Eğlenmek için kendimize izin verdik.

like there wasn't something missing.

Sadece İspanyolca konuşmaya karar verdik.

we decided we were only going to speak in Spanish.

Hatta gerçek insanlara konser verdik.

We even played gigs to real people.

Bu kıtanın batmasına izin verdik.

We have let this continent flounder.

Siparişinize en büyük önceliği verdik.

- We have given your order highest priority.
- We've given your order highest priority.

Okulda buluşmak için söz verdik.

We made a promise to meet at school.

Kırk dakika önce sipariş verdik.

We ordered 40 minutes ago.

Biz erken başlamaya karar verdik.

We agreed on an early start.

Bugün dağlara gitmeye karar verdik.

We decided to go to the mountains today.

Tom'a elimizi verdik kolumuzu kaptırdık.

Give Tom an inch and he'll take a mile.

Biz kediye Mimi adını verdik.

We named the cat Mimi.

Biz resimler için poz verdik.

We posed for pictures.

Yasal olarak ayrılmaya karar verdik.

We've decided to get legally separated.

Gitmene izin vermeye karar verdik.

We've decided to let you go.

Biz birlikte çalışmaya karar verdik.

We agreed to work together.

Zaten onu yapmamaya karar verdik.

We've already decided not to do that.

Biz köpeğe Pochi adını verdik.

We named the dog Pochi.

Tom'a terfi vermeye karar verdik.

I've decided to give Tom the promotion.

Sana lokal anestezi ilacı verdik.

I've given you a local anesthetic.

Onun oraya gitmesine önem verdik.

We made a point of his going there.

Bunun olmasına nasıl izin verdik?

How could we have let this happen?

Biz zaten onu sana verdik.

We already gave it to you.

Tom'a bir şans daha verdik.

We've given Tom one more chance.

Dün gece bir parti verdik.

We had a party last night.

Finansal desteği durdurmaya karar verdik.

We decided to cease financial support.

Tekneye Yarım Ay ismini verdik.

We named the boat the Half Moon.

Annemize bir kol saati verdik.

We gave our mother a watch.

Sahip olduğumuz her şeyi verdik.

We gave all we had.

Onlara bizim veri girişini verdik.

We gave them our input.

Buna ne zaman karar verdik.

When did we decide this?

Onları işe almaya karar verdik.

We've decided to hire them.

Onu işe almaya karar verdik.

We've decided to hire him.

Biz onlara birkaç elma verdik.

We gave them some apples.