Translation of "Kızken" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kızken" in a sentence and their english translations:

Annemin kızken güzel olduğunu söylerler.

My mother is said to have been beautiful when she was a girl.

Mary bir kızken, o çok çekiciydi.

When Mary was a girl, she was as cute as a button.

Tom, Mary daha gencecik bir kızken öldü.

Tom died when Mary was still in her teens.

Genç bir kızken step dansı yapmayı öğrendim.

I learned to tap dance when I was a young girl.

Ben küçük bir kızken oyuncak bebeklerle oynardım.

I used to play with dolls when I was a little girl.

Küçük bir kızken kaç tane bebeğin vardı?

How many dolls did you have when you were a little girl?

Ben genç bir kızken hep sualtında yaşamak istedim.

When I was a young girl, I always wanted to live underwater.

Ben küçük bir kızken oyuncak bebeklerle çok oynardım.

I used to play with dolls a lot when I was a little girl.

Ben küçük bir kızken babam bana hikayeler okurdu.

My father used to read me stories when I was a little girl.

Sen küçük bir kızken sık sık Betty'nin evine çaya gittiğini hatırlıyorum.

I remember you often went to Betty's house to tea when you were a little girl.

Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor.

That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.