Translation of "Kızdan" in English

İki kızdan hoşlanıyorum.

I like two girls.

Hangi kızdan bahsediyorsun?

What girl are you talking about?

Herkesin kızdan hoşlanması doğaldı.

It was natural that everyone should like the girl.

Bu kızdan nefret ediyorum.

I hate this girl.

Bana bu kızdan bahset.

Tell me about this girl.

O kızdan uzak dur!

- Stay away from her!
- Stay away from her.

Bir kızdan çağrı aldım.

- A girl phoned me.
- A girl called me.

- Küçük bir kızdan mı korkuyorsun?
- Küçük bir kızdan mı korkuyorsunuz?

Are you afraid of a little girl?

İki kızdan, o daha gençtir.

Of the two girls, she is the younger.

İki kızdan biri Tom'a gülümsedi.

One of the two girls smiled at Tom.

İkisi de aynı kızdan hoşlanıyor.

They both like the same girl.

Florida'daki genç bir kızdan haber aldım,

I heard from a teenage girl in Florida

Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.

Somehow I have taken a fancy to that girl.

Bir kızdan bir telefon görüşmesi vardı.

There was a phone call from a girl.

İki kızdan herhangi birini tanıyor musun?

Do you know either of the two girls?

Sana dün tanıştığım bir kızdan bahsedeyim.

Let me tell you about a girl I met yesterday.

Tom garson kızdan şarap listesini istedi.

Tom asked the waitress for the wine list.

Üç kızdan her biri bir ödül aldı.

Each of the three girls got a prize.

İki kızdan hangisini daha çok sevdiğini biliyorum.

I know which of the two girls you like better.

O, başka herhangi bir kızdan daha güzel.

She is more beautiful than any other girl.

Dün öğleden sonra tanıştığım kızdan çok hoşlanıyorum.

I like the girl I met yesterday afternoon very much.

Tom garson kızdan kahvesini yeniden doldurmasını istedi.

Tom asked the waitress to refill his coffee.

Kato'nun sınıfı kırk tane oğlan ve kızdan oluşur.

Kato's class consists of forty boys and girls.

O öndeki kızdan kopya çekerek testte hile yaptı.

He cheated on the test by copying from the girl in front.

Bu sınıf 15 erkekten ve 28 kızdan oluşuyor.

This class consists of 15 boys and 28 girls.

Sami'nin bu kızdan daha önce hiç haberi olmadı.

Sami never heard about this girl before.

- Bu iki kızdan hangisini sevdiğini biliyorum.
- Bu iki kızdan hangisini beğendiğini biliyorum.
- Bu iki kızın hangisinden hoşlandığını biliyorum.

I know which of these two girls you like.

Ben çocukla konuştum, ki o kızdan daha yaşlı görünüyordu.

I spoke to the boy, who seemed to be older than the girl.

Oğlan da on iki yaşında ama kızdan hâlâ daha genç.

He is also twelve years old but he is still younger than her.

Aynı anda konuşmaya çalışan bir grup genç kızdan daha can sıkıcı bir şey yok.

There's nothing more annoying than a group of young girls all trying to talk at the same time.

Ben büyürken, 300.000'den daha az sayıda kız lise sporlarını oynadı. Bugün, Başlık 9'dan dolayı, üç milyon kızdan daha fazlası sahada.

When I was growing up, fewer than 300,000 girls played high school sports. Today, because of Title IX, more than 3 million girls are on the field.